Hani derler ya, kabak tadı verdi, tam olarak öyle. Önüne gelen Türk devletini hiç hesaba katmayan davranışlar sergiliyor, askerimizin başına çuval geçiriliyor, uçağımız düşürülüyor, sınırlarımızın içinde eşkiya yol kesiyor, bayrak indiriyor. İşte şimdi de Musul Konsolosluğumuz IŞİD adlı bir tuhaf örgüt tarafından basılıyor, onlarca insanımız rehin tutuluyor.
Esasen öyle bir bölgede yaşıyoruz ki bu yaşanan olayların hepsi her devlet için günün birinde önüne çıkabilecek cinsten. Unutmayalım ki daha birkaç ay önce koca Amerika'nın Libya elçiliğini basıp elçiyi öldürmüşlerdi.
Benim itiraz ettiğim husus şurası: Dış İşleri Bakanımız ve bazı yetkililer ne vakit böyle bir hadise vuku bulsa, başlıyorlar konuşmaya: Hiç kimse Türk devletinin gücünü test edemez!
Söylenen söz bu fakat bir milim icraat yok! Bazı olaylar var ki devletin gerçekten aklı Selim ile davranması gerekir, sabırlı olmak en iyi politika olarak tercih edilir. Bunu anlarız, ancak tam da, "Biz bu bölgenin gücüyüz, buralarda bizden habersiz bir şey yapılamaz" diye iri iri konuşmalar yaptığınız günlerde IŞİD gibi bir örgüt konsolosluğunuzu basıp insanlarınızı rehin alıyorsa, işte o zaman insanlar "Bu devlet kalıbının devleti değil" diye düşünürler ve bu tür üst perde konuşmalar yaptığınız vakit size gülerler.
Şimdi ben ne demek istiyorum?
Şunu: O teröristler Musul Konsolosluğumuza girememelilerdi, o personeli rehin alamamalılardı.
Bunları yaptılar mı? Onları cehennem ateşleri içinde yakmalıydı Türk devleti.
Hemen, o an...
Bunu yapamıyor musunuz?
Kardeşim o zaman ikide bir de bize içinde kudret, test gibi kelimeler olan cümleler kurmayın lütfen!
Üzülüyoruz çünkü...
AMERİKA'NIN ARKASINDA BIRAKTIĞI MİKROP
Bana bu IŞİD nedir diye sorarsanız size vereceğim cevap bellidir: Amerika'nın arkasında bıraktığı kötülüktür.
Herkes soruyor, bu IŞİD nereden çıktı diye. Hiçbir yerden çıkmadı, Amerikan laboratuvarlarında imal edildi, hem İslam dünyasının hem de insanlığın başına bela oldu.
Irak işgali olmasaydı bugün böyle bir örgüt olmayacaktı. Atlantik'in öte tarafından geldiler, Irak'ı işgal ettiler ve arkalarında kanlı bir mezhep savaşı bırakarak çekip gittiler.
Ben Amerikalılar'ı seven bir insanım. O ülkede de bir süre yaşadım, ancak bir çok çevrenin Amerikan devletinden niye nefret ettiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü nefret edilecek işler yapıyor Amerika.
İşte Irak'ta yaşananlar.
Daha şimdiden üçe bölünmüş durumda. Her gün onlarca insan ölüyor ve dünyanın her yerine terör ihraç eden bir bölge haline gelmiş.
Şimdi "yardıma hazırız" diyor Amerikan yönetimi.
İnşallah Iraklılar gaflete düşüp onları tekrar bu bölgeye çağırmazlar, çünkü Irak bu kez üçe değil, on üçe bölünür.