"UTANÇTAN KURTARIN" ÇAĞRISI
Türk milletinin sevgilisi şehit Başvekil Adnan Menderes'i, dünyanın en aşağılık cinayetine kurban verişimizin seneyi devriyesinde Demokrat Parti GİK üyesi Aşkın Çelik, Başbakan'a ve Cumhurbaşkanımıza yukarıdaki cümleyle sesleniyor ve talebini dile getiriyor:
"Darbeci Cemal Gürsel ile Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığı makamının geri alınması, maddi ve manevi kazanımları geri alınarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanları sıralamasından çıkartılması, ayrıca milli birlik komitesi ve milli güvenlik konseyinde yer alan kişilerin de her türlü kazanımları, hayatta olup olmadıklarına bakılmaksızın, geri alınması".
Çok haklı bir talep. Türkiye hafızasındaki bu acı anıların yaratıcılarını tek tek söküp tarihin çöplüğüne göndermeli. Onlardan geriye görünür bir tek işaret, bir tek sembol, bir tek isim kalmamalı.
Türkiye'nin "yeni" olması için olmazsa olmazlardan biri budur.
MENDERES BÜTÜN RUHUYLA VE SİYASİ VARLIĞIYLA YAŞIYOR!
Sadece hatıralarıyla yaşamıyor büyük Menderes; aynı zamanda siyasi mirasıyla da dimdik ayakta. Menderes'i katleden cani takımı acaba Menderes'i ölümsüz bir sembol haline getireceklerini hiç düşünmüşler midir?
Hiç sanmam; zira bu caniler saman kafalı bir yığın eşkıya müsveddesiydi. Milletin ve devletin bekasına dair bir şuur ve ruh ne gezerdi onlarda.
Oysa katlettikleri Menderes'e bakın. Bu satırların yazarı da dahil olmak üzere, milyonlar bugün en gür seda ile "Menderesçiyiz" diye haykırıyor.
Onun muazzez ruhuna her daim Fatihalar gönderiyoruz.
Onu katlettiklerinden bu yana bu aziz ve büyük millet onun kanına eli bulaşmış hiç kimseyi, hiçbir kurumu, hiçbir partiyi ondurmamıştır.
CHP'nin iktidardan bu denli uzağa savrulmasının esas hikayesi budur.
Diğer bir deyişle, Türk milleti, 53 yıl önce bugün katledilen Menderes'in siyasi mirasçıları dışında iktidarı hiç kimseye vermemiştir.
Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan ve elbette Tayyip Erdoğan onun siyasi çizgisini temsil ettikleri için iktidar olmuşlardır.
Unutulmasın ki, millet Özal'ı, Demirel'i ve Erdoğan'ı o çizginin devamcısı oldukları için Cumhurbaşkanlığına kadar taşımıştır.
Ruhun şad olsun, bilesin ki yolunda yürümeye devam ediyoruz Büyük Menderes!
HÜSEYİN MUTLU AKPINAR'IN TARİHLE SINAVI...
Karşıyaka Belediyesi Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar demokrat biri midir?
Zerrece kuşkum yok; hücrelerine kadar demokrat biridir ve öyle biri olduğu için de ilerde demokratik siyaset içinde çok önemli misyonlar yerine getirecektir. Bu öngörüyü yazın bir tarafa.
Ama bir şartla!...
Yönettiği ilçeyi bir utanç kemeri gibi saran o caddenin ismini değiştirecek midir, yoksa kendinden önceki darbeci zihniyet sahipleri gibi görmezden mi gelecektir?
Tersane'den Bostanlı'ya kadar giden darbeci "Cemal Gürsel Caddesi"nden bahsediyorum.
Açık söyleyeyim; Karşıyaka için bir utançtır o ismin orada duruyor olması.
Bir zillet halidir.
Orada oturan insanlar her gün o caddeden gidip gelirken nasıl rahatsız olmazlar, ben anlayamıyorum.
O darbecinin ismi memleketi Erzurum'da bir çok yere verilmişti; Erzurum halkı o utançla yaşayamadı, adını her yerden kazıdılar ve o caninin ismini tarihin çöplüğüne attılar.
İzmir'de ise şehrin en uzun caddesinde hala bu darbecinin ismi asılı duruyor.
Demokrat İzmir'e yakışıyor mu bu?
Ya Hüseyin Mutlu Akpınar'a?
Aslında ilk geldiği gün o tabelayı söküp atmalıydı başkan.
Her geçen saniye onun için bir talihsizliktir.
Ben ölçüyü koyuyorum..
O darbecinin, o cani adamın ismi o caddeden sökülüp atılmadığı sürece, Hüseyin Mutlu Akpınar'a dair zihnimizde beliren o parlak ufuk çizgisi asla kalıcı olmayacaktır.
Müslümanlığın ilk şartı kelimeyi şahadet getirmektir; demokratlığın ilk şartı ise Cemal Gürsel gibi bir caninin adını o caddeden kazıyıp atmaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.