Hüseyin Kocabıyık

MUTLU YILLAR TÜRKİYE...

Yakınları hatıralarında yazıyorlar; Mustafa Kemal Atatürk kurduğu cumhuriyeti gezerken gördüğü yoksulluk, sefalet, ilkellik karşısında büyük moral bozukluğu yaşarmış.
Düşünün, adam gibi bir tek üretim tesisi yok, bir tek üniversitesi var, tüm Türkiye'de toplam on lise ya var ya yok. Bir iki şehir dışında elektrik yok. Yol yok, alt yapı yok.
Bütün bu elem verici manzaraya karşın Cumhuriyetin Onuncu Yıl Nutku'nda "muasır medeniyet seviyesine yükselme" vizyonunu haykırıyordu kurucu liderimiz.
Mustafa Kemal Atatürk'ü büyük yapan da buydu zaten.
Bu inanç, bu kararlılık ve bu heyecan.
***
1950'de çok partili demokratik hayat başladı. Büyük devrimdi bu. Millet kendi kaderine kendi iradesiyle yön verecekti. Millet artık adam yerine konuyordu. Ancak, fukaralık, yoksulluk, çaresizlik diz boyuydu hala. Tahsildar baskısı köylüyü, tek parti zulmü şehirliyi, inançlara baskı dindarı, dayatma Kürt'ü canından bezdirmişti.
Menderes'in liderliğinde Türkiye demokrasiyi kana kana içti. Herkes rahatladı, herkes kendine geldi.
Kalkınma hamleleri peş peşe gelmeye başladı. At nalı çivisinin ithal edildiği bir ülkeden üreten bir ülkeye dönüşmeye başladık.
Millet ışığa, yola, huzura kavuştu.
Ancak, bu ilerleyiş birilerine battı. Tarihimizin en aşağılık darbesini yaptılar.
Menderes'i bizden kopardılar.
Onu öldürdüler ama onun çizgisini yok edemediler.
Zaten onun için Menderes büyük adam olarak tarihteki yerini aldı.
***
Ne yaparlarsa yapsınlar, millet iktidarı darbeci CHP'ye vermedi, kendi evlatlarını çıkardı. Demirel bu milletin çocuğuydu. Bir köylü çocuğu... barajlar yaptı, GAP'ı başlattı, elektriksiz köy bırakmadı. Birinci boğaz köprüsü büyük bir iddia ve özgüven simgesiydi.
Yüzde 7 kalkınma hızı, yüzde 5 enflasyonla yükselme çağına girmek üzereyken vurup indirdiler Adalet Partisini ve Demirel'i.
Demirel'e kızsak da gücensek de tarihimizdeki yeri büyük adamlar arasındadır.
***
Türk milleti özlemlerine kavuşmak için bir evladını daha tarih sahnesine sürdü.
80'li yıllar Özallı yıllardı. Özal farklı biriydi. Hayata dair, devlete dair, dünyaya dair ne kadar ezberimiz varsa hepsini bozdu. Bize yeni bir düşünce biçimi tasarlamayı öğretti. Hayal kurmayı, hayallerimizin peşinden koşmayı öğretti. Ticareti, teknolojiyi, seyahati, denizi, dağı, ormanı yeniden öğretti.
İkinci boğaz köprüsü bir meydan okumadır. Oto yollar bir isyandır.
Ne vakit egemenlerin milleti dövdükleri sopalarını ellerinden almaya kalktı, onu perişan ettiler. Kimsesiz, yapa yalnız bırakıverdiler.
Ama o çoktan düşünce biçimini değiştirmiş bir nesil yetiştirmişti.
Ve bu yüzden büyük bir adamdır zaten!
***
Tam 15 sene çalkalandı durdu Türkiye. Herşey durdu, enerjisi, dinamizmi, hayal gücü, herşey...
Ta ki millet kendi Köroğlu'sunu bulup çıkarana kadar.
Millet 2002 yılı Kasım seçimlerinde eski ile yeniyi geceyle gündüz gibi bir birinden ayırdı.
Tayyip Erdoğan dönemi başlamıştı.
Kalkınma yeniden start verdi.
Yüreklere heyecan cemreleri yeniden düşmeye başladı.
Büyük düşünmek yeniden milli bir karakter hüviyeti kazandı.
Hazineden beslenenlerin hortumları kesildi.
Kaynaklar milletin refahı yönünde akmaya başladı.
Büyük alt yapı yatırımları başımızı döndürdü.
Hızlı tren, hava yolu, kara yolu...
İhracat, şehirler...
Eğitim, sağlık, üniversiteler...
Ve üçüncü köprü...
Sen misin bunu yapan!
Aynı film yeniden sahnelenmeye başlandı.
Egemenler "dur" demekteydiler.
Darbe üstüne darbe yapmaya kalktılar.
Entrika üstüne entrika...
Tayyip Erdoğan öncekilere hiç benzemiyordu.
Her darbe onu güçlendirdi.
Azim ve iradesiyle bütün tuzakları bozdu.
Vesayeti tarihin çöplüğüne attı.
Darbeler çağını kapattı.
Türkiye'yi özgürleştirdi.
Büyük Türkiye inancımızı yeniden kazandırdı.
Recep Tayyip Erdoğan bugün Türk milletinin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olarak tarihi rolünü oynuyor.
Tarih onu şimdiden, büyük adamlar silsilesinin en müstesna şahsiyetlerinden biri olarak işaretlemiştir.
***
Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nu irat ettiği tarihten bu güne tam 82 yıl geçmiş. Milletlerin hayatı için uzun bir tarih değil bu geçen zaman. Ama Allah'a hamd ü senalar olsun ki, 2015 yılına girdiğimiz bugün, 10. Yıl Nutku'ndaki hedeflerin tamamına erişmiş, ulaşmış bir ülkenin vatandaşlarıyız bizler.
Dünyanın en zengin 20 ülkesinden biriyiz. Türkiye dünyada 17. büyük ekonomi. Atatürk'ün Türkiye'sinde 12 milyon savaş artığı bir nüfusumuz vardı; bugün dünyanın 36. büyük nüfusuna sahibiz. Her türlü malı üretebiliyor ve satabiliyoruz. Salgın hastalıkların hepsini yendik. Milyonlarca çocuğumuz sıcak sınıflarda eğitim görüyor. Kadın haklarında eksiklerimize rağmen geri dönülmez mesafeler aldık.
Savunma sanayimizdeki gelişmeler göğsümüzü kabartıyor.
Dünyanın en büyük havaalanlarını, köprülerini, tünellerini yapabiliyoruz.
Hayaller kuruyor ve peşinden gidebiliyoruz.
Demokrasimizden vazgeçmek aklımızın ucuna bile gelmiyor.
Ordumuzla övünüyoruz.
Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi büyük problemlerimizi barış projeleriyle çözmeye çalışıyoruz.
O nedenle yeni yıla girerken bu vatana mensup olmanın gururunu en yüksek seviyelerde hissetmek en doğal hakkımızdır.
Karamsarlıklar, aşağılık kompleksleri, kötümser duygular ilkellik ve gerçeklerden kopmaktır.
Başardıklarımızla övünüyoruz!
Mutlu yıllar Türkiye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.