İzmir Emir Sultan külliyesi içinde bir dergah var, bugün duvar kalıntıları mevcut. Buranın son devirlerde Rifailer tarafından kullanıldığı görülür. Bunu eski İzmir basınındaki yazılardan öğreniyoruz.
Ayrıca elimizde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yayımladığı "Kent Kitaplığı" arasında çıkan anı kitapları var. Bunlardan biri A. Şahabettin Ege'nin; Eski İzmir'den Anılar adını taşır. Şahabettin Ege (1898-1979) kitapta çocukluk anılarını anlatır:
RİFAİ TEKKESİ
"Eniştem Şeyh Hüseyin Efendi İzmir Pazar Yeri mevkiindeki Emir Sultan Rufai Tekkesi'nin şeyhi idi. Hüseyin Efendi Sultan Abdülhamit'in Yıldız Sarayı yaverlerinden imiş, saraydan ve sarayın gazap ve iftirasından uzak kalabilmek için yaverlikten afını istemiş ve Abdülhamit, Hüseyin Efendi'yi İzmir'deki bu tekkeye şeyh olarak gönş. (...) Kendisi iyi huylu, herkese yardım etmesini seven, İzbüyük saygı gören bir adamdı.
Tekkenin bahçeli büyük bir haremi, kadınlar kısmı, Emir Sultan'a ait türbesi, cenagömmek için çiçekler ve ağaçlarla donatılmış düzgün bir mezarlık sahası, tekke ayiniçin 'semahane' denilen ayin salonu, hatırlı misafirler için misafir salonu, ayrıca üç odalı misafirhanesi ve diğer bölmeleri vardı. Bu binalar şimdi harabe halindedir.
O devirde tekke ve misafirhane masrafları için on, kendisi için on, toplam 20 alın aldığı söylenirdi. Bugünkü kağıt para ile karşılığı net 1200 liradır. Tekke mezarlığışehrin ileri gelenleri para karşılığı gömülürdü.
Kurban bayramlarında cenaze sahipleri ve hayırseverler tarafından otuz kırk kadar kurban kesilir ve etleri fukaraya dağıtılırdı. Tekkede daimi olarak yatıp kalkan ve tekke işlerine bakan bir iki derviş bulunurdu.
Tekkenin birçok dervişleri vardı. Bunlar iş güç sahibi memur, esnaf ve sanatkarları. Dervişlikte doğru olmak, alçak gönüllü olmak ilk şarttı. Bu tekkede her hafta pazartegeceleri ayin yapılırdı. (...) Ayin gecesi dervişler ve misafirler gelmeye başlarlar, tekkenin kahve ocağında hazırlanmış kahveler bedava sunulurdu. İsteyenler yatsı namazı da kılarlardı."
Bu anılar 1910'lu yıllara ait olmalıdır. İlk olarak 1976'da Demokrat İzmir gazetesinde yayımlandı. Yazarımız dervişlerden hatırladıklarını anlatır. Bunların her kesimden insanlar olduğu görülür:
DERVİŞLERİ KİMLERDİ?
"Kimlerin derviş oldukları bugün için araştırmaya değer, Pazar Yeri semtinde komşularımızdan ve tekkenin devamlı dervişlerinden hatırlayabildiğim birkaç kişiyi tanıtayım. Bu fanilerden bugün için hayatta kalan var mı zannetmem.
Mehmet Bey: Osmanlı Donanması'ndan emekli bir zat idi. Arkadaşları 'Kaptan' diseslenirlerdi.
Raşit Bey: Hükümette Maliye Sandık Emini olarak görevli idi.
Adnan Efendi: Hisar Camii yanında kunduracı.
Şerif Efendi: Hükümet Caddesi'nde saraç.
Hacı Hilmi: Şadırvan Camii yanında kebapçı esnafından idi. Her üçünün dükkanları var idi. Bunlar ne beş vakit namaza düşkün, ne de ayyaş kimselerdi. Normal yaşantılarını sürerlerdi."