İzmir'de Nakşibendilik
ANILARDA NAKŞİLER
Naci Gündem (1906-1980) Günler Boyunca Hatıralar adlı kitabında çocukluk anılarını anlatır. Kısaca İzmir'deki tekkeler hakkında bilgi verir. Onun hatırladığı kadarıyla, İzmir'de Nakşibendilerin muayyen bir dergahları yoktu. Veya o bilmiyordu. Bu tarikat mensuplarını şöyle anlatır:
"Muhtelif evlerde veya müsait buldukları yerlerde toplantılarını yaparlardı. Fakat bu tarikatte ne müzik ve ne de zikir (yani sesli zikri kasdediyor-MD) olmadığı için, şekillerden uzak ve sessizce yapılırdı. (Yalnız burada farklı olarak merasime başlanırken istisnasız herkes gözlerini kapar ve şeyhin ikazıyla merasim bitince herkesin gözleri açılırdı. Buraya mensup olanlar prensip olarak gösterişten uzak ve mahviyet sahibi oldukları için bu şekli tercih etmişler gibi geliyor bana."
KAYNAKLARDAKİ NAKŞİLER
Kaynaklarda, Selami Mustafa Efendi'nin (ö. 1813) İzmirli son dönem Osmanlı şairlerinden ve Nakşibendi şeyhlerinden olduğunu yazılıdır. Babası Şeyh İsmail Şerhi Efendi'nin 1786 tarihinde İzmir'de bir tekke inşa ettiğini belirtilir. "Bir muazzam padişahsın ki kulundur cümle şah" mısraıyla başlayan şevkutarab makamındaki na't-i nebevi Selami Mustafa Efendi'nindir.
Ahmed Eğribozi (ö. 1835) adlı Nakşi-Halidi şeyhi İzmir'de yerleşmiş bulunup, Ege bölgesinde etkili idi. İlim tahsil etti. Son dönemin önemli Nakşi siması Mevlana Halid-i Bağdadi (1779-1827)'den feyz aldı. Onun vefatından sonra İzmir'de irşadla meşgul oldu.
Ayrıca İzmir'de Nakşi-Müceddidi bir Afgani tekkesinin varlığından söz edilir.
M. Ozan Semerci şunları yazar: İkiçeşmelik Eşrefpaşa caddesine açılan 838. sokakta bulunan Natırzade Camii'nde, nereden alınıp geldiği bilinmeyen bir kitabede şu satırlar yer alır:
Himmet-i piran ile avn-i İlah / Nakşi dergahı yapıldı ba-ferah / Geldi bir er, Fikri tarihin dedi / Nik yaptı Şemsi Baba hangah Dergahın yapımıyla ilgili tarih düşürülmüş olan mısraın karşılığı 1864'tür. Ama hangi Nakşi dergahından bahsettiğini bilinmiyor.
UŞAKLIGİL'DE NAKŞİLER
Halit Ziya Uşaklıgil'in çocukluk ve gençlik dönemi İzmir'de geçmiştir. O yıllara ait hatıralarının yer aldığı kitabında Şeyh Şemseddin ve Şeyh Bedreddin isimli iki Nakşi kardeşten bahseder. Onlara hakkında çok saygılı bir dil kullanır. Şöyle der: "On üç yaşından on altıya kadar (1878-1884) bu iki kimse maneviyatım üzerinde sihirli bir etki yapmıştı. Altmış yıla yakın bir zaman geçti hala içimi titretir."
Bir sonraki yazıda Uşaklıgil'in anılarını göreceğiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.