Dün İstanbul Beşiktaş Milli Saraylar Müzesi'nde, Cenan Vakfı'nın düzenlediği "Bir 20. Yüzyıl Münevveri Kenan Rifai Sempozyumu" yapıldı.
Vakıf başkanı Prof. Kenan Gürsoy'un açılış konuşmasından sonra İsmat Binark, Mustafa Kara, Paul Balanfat, Levent Bayraktar, Gülgün Uyar, Sadettin Ökten, Fahrettin Olguner, Fulya Bayraktar ve Aysel Yüksel, Kenan Rifai'nin çeşitli yönlerini anlatan bildiriler sundu.
Benim konum "Kenan Rifai'nin Manevi Dünyası" idi. Özetle şunları söyledim:
Kenan Rifai (1867-1950) gençlik çağından itibaren Osmanlı coğrafyasının çeşitli bölgelerinde eğitim öğretimle meşgul oldu. Ayrıca 1908'de açtığı dergahında irşad görevi yaptı. Zamanının kalburüstü aydınlarından şairler, mütefekkirler, ilim ve fen adamları ondan feyz aldı.
Galatasaray Sultanisi'nde iyi bir modern eğitim almış bu güzel simalı, güzel sesli mürşid, insanları etkileyen karizmatik bir kişiliğe sahipti. Müessir bir sohbeti vardı. Buna rağmen son derece mahviyet ve tevazu sahibi idi.
Yaradılış itibarıyla mistik potansiyele, musiki ve şiir yeteneğine sahipti. Medine-i Münevvere'de lise müdürlüğü yaptı. O sırada Hz. Peygamber'in ruhaniyetinden doya doya istifade ederek ilahiler yazıp besteledi.
Öğrencilerinden Safiye Erol'a göre K. Rifai sırrı görmüş, sırrı yaşamış, sırra katılmış "Mistik Adam"; sırrı beşer planına çıkarmış, hikmete çevirmiş ve cemiyete zerk etmiş "Hakim" yani bilge Adam"; halkı irşad eden terbiyeci, insan ruhunu iyi bilen gönül gözü açık bir "Mürşid"dir.
Halvetilik sempozyumu
Yarın (2 Mayıs cumartesi) Manisa Lale Kültür Merkezi'nde "Bakü'den Balkanlara Halvetilik Sempozyumu" yapılacak.
Hasan Şükrü Yayıntaş'ın konuşmasından sonra Himmet Konur, Yeliz Köse, Bilal kemikli, Ahmet Ökke, Necdet Okumuş, Süleyman Gökbulut, Fatih Demircioğlu, Ünal Şenel, Tuğçe Tuna ve Sadık Yalsızuçanlar bildiri sunacaklar. Sonunda Türkan ve Bora Uymaz Halveti ilahileri söyleyecek.
Bense Alaaddin Yayıntaş hakkında bilgi vereceğim.
Şeyh Alaaddin Yayıntaş (1921-1996), Balkanların mümtaz bir evladıdır. Tasavvuf ahlakı ve Türklük şuuruna sahipti. Makedonya'da başladığı irşad, kültür ve hizmet faaliyetini, 1957'den itibaren 40 yıla yakın Türkiye'de devam ettirdi. Turgutlu'da modern ziraat usulleriyle çevresine örneklik etti. İstidatlı gençlerin tahsiline, iyi yetişmelerine maddi-manevi destek oldu. Halveti kültürüne ait eserlerin yayımlanmasını sağladı. Türkiye içindeki ve dışındaki maneviyat merkezlerini ziyaret etti. İlim, kültür ve irfan sahipleriyle dostluklar kurdu. Azerbaycan'da Yahya Şirvani hazretlerinin türbesinin onarılmasını sağladı.
Tabii ki asıl önemli yönü, onun manevi misyonudur. Ahlaki-manevi olgunluk yolunda bir çok cana rehberlik etti.