Son depremle İzmir büyük bir felaket yaşadı. Ateş düştüğü yeri yakar, depreme maruz kalanlar, evleri göçenler, yakınlarını kaybedenler elbette büyük acı içindeler. Üzüntüleri belki yıllarca sürecek.
Büyük resme bakınca "Celal içinde Cemal" tecellisini görebiliyoruz. Rauf Tamer'in ifadesiyle "İzmir'de hüzün ve ümit... Ama yanı sıra, müthiş bir dayanışma... İnsaniyetin en güzel örneği. Milli Ahlak'ın zaferi.
İşte, bir milletin anatomisi bu. İzmir'imize tekrar geçmiş olsun. Yaşadığı felaket bile, bize bir vahdet olarak yansımıştır." İşte örnekleri: Emrah Apartmanı'nın yakınında bulunan bir basketbol sahası gelen yardım malzemeleri ile doldu.
Futbolcularımızdan Emre Kılınç 150, Merih Demiral 300 ve Fatih Aksoy 100 ailenin 1 aylık temel gıda ihtiyacını karşılamak istediğini belirtti.
Bunlar sadece basına yansıyanlar, elbette daha niceleri var.
ÖRNEK DAVRANIŞLAR
Bakan Selçuk'un paylaşımı şöyle:
"Önceki gece İzmir'de yemek dağıtımı yapan biri, bir teyzeye "Teyze gel, karnını doyur" dedi. "Sağ ol yavrum, evim hasar görmedi; ihtiyacı olanlar alsın" cevabına "Olsun, için ısınsın" ısrarı geldi.
Kulak misafiri olduğum bu sesler, Türkiye'nin gerçek sesidir, öyle yürektendir."
Benzeri 2 olayı İzmir Gönüllüleri anlattı: Bankta oturan yaşlı teyzeye, bir gönüllü bisküvi ikram eder. Teyzemiz kabul etmez, "Yavrum benim 700 TL maaşım var, ihtiyacı olanlara verin" der.
Bir çadırın tahliyesi sırasında depremzedelerden birinin hatıra değeri olan küpesi kaybolur. Ne kadar aranırsa da bulunamaz ve kadın ayrılır.
Biraz sonra gelen birisi telaşın sebebini sorar, anlatılır. Adam kaşla göz arasında 300 TL bırakır, teşekkür etmeye bile fırsat bulunmadan uzaklaşıp kaybolmuştur. Bir genç kız, çeyizi için hazırladığı battaniyeyi, üzerine şunları yazıp gönderdi: "Ben Edirne Uzunköprülü kardeşin Gözde, yaza düğünüm var Allah kısmet ederse.
Bu battaniye ve yastıklar benim çeyizimden size kısmetmiş, umarım ısınırsınız." "AFAD'a gönüllü olarak başvurun" çağrıları yapılınca, gencinden yaşlısına herkes kaydolmak için harekete geçti. Sadece 2 günde 13 bini aşkın vatandaş, başvuru yaptı.
KURTARMA SAHNELERİ
Arama kurtarmada çalışan biri söyler: "3 gündür burada görev yapıyoruz. Aslında birçok imkan var. İzmirli otellerini, evlerini açmış durumda. Bu yüzden onlara teşekkür ediyorum. Biz buraya binaların altında kalanları kurtarmak için geldik, 7-24 esasına göre çalışıyoruz. O yüzden bu imkanları değerlendirmek içimizden gelmiyor."
Bir başkası: "Enkaz bölgesinde bütün ekipler koordineli ve gayet disiplinli bir çalışma yürütüyor, zamanla yarışıyoruz. Bu sırada saniyeler çok önemli olduğu için yorgunluk duymuyoruz. Gene de ekipler değişiyor, ancak yorgun olsak bile hala çalışmak istiyoruz.
Bir insanın hayatını kurtarmaya çalışmak, yeri geldiğinde kurtarmak, bize bir sevinç kaynağı oluyor. Tarifsiz bir mutluluk yaşıyoruz. Yorgunluk da kalmıyor" diye konuştu.
Devam edelim: "Bizim ümidimiz hiç bitmez. Sağlıkçılar 'Eks' diyene kadar umudumuzu kaybetmeyiz.
Elif bebek için de ümidimizi kaybetmedik. Babası bana, 'Her şeye hazırlıklı ve razıyım' dedi.
Ben de ona, 'Allah'ın mucizesi vardır' şeklinde cevap verdim.
Elif baza ve dolap arasında sırtüstü yatıyordu. Onu kucakladım.
Yüzünü temizleyip parmağını tuttum ve bir arkadaşımla kaldırdık.
Sağlık kabinine gidene kadar elimi bırakmadı. O çocuk yaşamayı hak ediyor."
epremden 91 saat sonra kurtarılan Ayda bebek de tarifsiz sevince yol açtı.
Bütün bunlar ve daha yüzlercesi, anında gelişen güzelliklerdir. Gerçek Türkiye, derin Türkiye budur.