Allah bitti demeden bitmez
İbrahim Tatlıses bir Anadolu çocuğdur.
1952 yılında Şanlıurfa'da doğdu.
Kimliğini soranlara "Babam Arap, anam Kürt, ben ise Türk'üm" diye cevap vermiştir. İnşaatlarda soğuk demir ustalığı yaptığı sıradra türkü söylerken Adanalı bir sinemacı tarafından keşfedildi. "Ayağında Kundura" ile ünlenerek önce Ankara Radyosu'nda, sonra da bir yılbaşı gecesi televizyonda türkü söyledi. 70'li yılların ortalarına doğru İstanbul'a geçerek burada sahneye çıkmaya başladı. Ünü gittikçe arttı. Sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da fırtına gibi esti. Orta doğu "İbo" diye inlerken, Almanya'da verdiği konserler hıncahınç dolup taştı.
Türkiye'nin en çok kazanan sanatçılarından biri oldu. Önce Anadolu halk türküleriyle başladığı müzik hayatına, daha sonra arabesk besteleriyle devam etti. Güçlü sesi ve kendine has tarzıyla artık "İbrahim Tatlıses" ismi, alternatifsiz bir markaya dönüştü. Kazancını değerlendirmesini bildi. Müzik kariyerinin yanında, gıda, inşaat, otel ve seyahat sektörlerine girerek birçok yatırım yaptı. Çeşitli evlilikleri ve davranışlarıyla bazan skandallarla dolu hızlı bir hayatı oldu.
TEHLİKELİ KAZA
Bu köşede İbrahim Tatlıses'i neden konu ediyorum? Onun Hak vergisi müstesna sesi yanında bir takım üstün özellikleri olduğunu görüyorum. Müthiş mücadeleci, iradesi kuvvetli, hayata bütün gücüyle tutunan enerji dolu, inançlı bir kimse olduğunu düşünüyorum.
2011'de başından vurulduğunda, yarası tehlikeliydi. Çok uzun bir tedavi sürecinden sonra iyileşti. Bunda yaşama azminin ve direncinin etkisi olduğu söylenebilir.
Tatlıses geçtiğimiz günlerde Bodrum'da tehlikeli bir kaza geçirdi, sıkışıp çıkamadığı aracın içinde yanmaktan kurtuldu. Ayak tarak kemiklerinde kırıklar olduğu halde, evvelce belirlenmiş konserine tekerlekli sandalye ile çıktı ve konserini verdi. 70 yaşındaki bu adamın azmine, iradesine imrenmemek mümkün değil.
RABBİM NE BÜYÜKSÜN
Gelelim asıl konunuza. Anladığım kadarıyla Tatlıses temiz yaradılışlı bir Anadolu insanıdır. İnançlıdır, bunu yeri geldikçe her ortamda dile getirir. Bodrum'daki kaza sonrasında söylediği basına yansıyan sözlerini buraya almak istiyorum.
Şöyle der: "Bugün başımızdan bir kaza geçti. Böylesi bir kazadan sağ kurtulmak ancak Allah'ın yardımı ile mümkündür.
Cenabı Hakk'a kurban olayım, meleklerini gönderdi. Arabamız dereye yuvarlanıyordu.
Yarın gideceğim oraya, bir kaya bizim aracı tuttu ama yarın gideceğim oraya orada kaya yok bence. (Fotoğraflarda kaya görünüyor MD) Bizi tutan bir şey olmasaydı debelene debelene dereye gidiyorduk. Bir tane kaya bizi tutuyor."
Anlaşıldığına göre, İbrahim Tatlıses'in de bulunduğu minibüse, bir kamyon çarpar ve araç aşağı doğru yuvarlanır, yanmaya başlar. Oğlu geçen vasıtalardan yangın tüpü alarak söndürmeye çalışır.
İbrahim Bey şöyle devam eder: "Ben arabanın içindeyim, kül olup gideceğiz.
Allah korusun. Ama Allah işte, Allah bitti demeden bitmiyor. Ya Rabbim Allah! ne kadar büyüksün, senin büyüklüğüne inanmayan kafirdir."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.