Şeyh Seyyid Nizameddin Ahmed Efendi, Yavuz Sultan Selim devrinde Bağdat'tan İstanbul'a göç edip önce Kasımpaşa'da, daha sonra Silivrikapı'da bir tekke kurmuştur.
Zeytinburnu'nda kendi adıyla anılan cadde üzerindeki Seyyid Nizam Külliyesi çeşitli restorasyonlar gördü. En son 13 bin m2 alan üzerine oturan Seyyid Nizam Camii ve Külliyesi yeniden yapıldı.
Bu caminin mimarı Aydın Yüksel'dir.
Dr. İbrahim Aydın Yüksel (d. 1939) Hezarfen bir insan; mimar, restoratör, hattat, dekoratör, sanat tarihçisi, ilim adamı, hoca, yazar. Kendisinin Türkiye'de ve yurt dışında yaptığı birçok cami, çeşme ve çeşitli eserleri var. Bakü'de, Çeçenistan'da, Balkanlar'da, İstanbul'un çeşitli semtlerinde camiler ve çeşmeler yapmıştır.
ÜCRET İSTEMEM
Kendisiyle 50 yıllık bir dostluğumuz var. Nizamoğlu Camii'nin yapılış hikayesini şöyle anlatmıştı: Zeytinburnu'nda 20 yıl (1999-2019) Belediye Başkanlığı yapmış olan Murat Aydın modern üslupta bir cami planı ister. Birileri bunu yapar, her nasılsa Aydın Bey bunları görür veya başkan fikrini öğrenmek için gösterir.
"Ben sizin Bakü'de yaptığınız camiyi gördüm, çok beğendim" der. Gösterdiği plan ise ultra modern hatta uçuk kaçık bir şeydir.
Aydın Bey buna müdahale eder; belki yeni yapılacak bir semtte olabilir ama bu tarihi çevreye böyle bir cami yapmak vebal işidir, çok yazık olur, der. "Ben size buraya uygun bir plan çizeyim, yapımını takip ederim, hiçbir ücret de istemem" der.
Böylece Nizamoğlu Camii yapılmaya başlanır. Aydın Bey'in klasik cami üslubuna bazı küçük ilaveler yaparak çizdiği proje sonucu; ruhu ve gözü okşayan, insana tamlık ve mükemmellik hissi veren muhteşem bir eser ortaya çıkar. Şadırvanı ve çevresindeki müştemilatı ile burası bir külliye.
Cami girişindeki ve içindeki hatların tamamını Aydın Yüksel bizzat kendisi yazmış. Tarihten, okuduklarından ve hikmetli ifadelerden hareketle yeni hat metinleri ortaya koymuş. Şadırvan yazılarının mermere işlenmesine kadar her detayı yakından bizzat kontrol ediyor.
HİMMETLE GELEN DESTEK
Cami inşaatı çok masraflı bir iş. İşçilik, kullanılan malzeme ve özel ustalık isteyen çeşitli işlerin kaliteli olmasına özen gösteriliyor. Bu durum masrafları daha da arttırıyor. Bütün bunlar bağışlarla karşılanmış.
Bir ara para biter, nerdeyse bütün imkanlar tükenmiştir. İşin başındaki heyet ne yapsak ne etsek diye çare aramaktadır. Nereden para bulacakları konusunda kara kara düşünmektedirler.
Caminin mimarı Aydın Yüksel, latife yollu şöyle der: "Yahu bir de doğrudan Hazretin kendisinden, Nizamoğlu'ndan isteseniz ya." Bu sözleri o değilden, yarı şaka yarı ciddi söylemiştir.
Türkiye dışında, Aydın Yüksel'in camilerini yaptığı insanlar kendisine hep minnet ve şükran duymuşlar. Bir ara onlara Nizamoğlu Camii'nin inşaatından ve maddi sıkıntılarından bahsetmiş olmalı ki bir gün bu kimseler, cami mütevelli heyetine yardım olarak bir çanta dolusu para getirirler. İçinde tam bir milyon dolar vardır. Herkes çok sevinir.
Mimarımız çocuksu bir mahcubiyetle anlatmaya devam etti: "Cami heyetindeki adamlar bende bir şeyler olduğunu vehmetmeye başladılar. Sorma öyle bir utandım ki anlatamam. Bırakın Allah aşkına dedim; bir keramet varsa o da Nizamoğlu Hazretlerindedir.
Bende bir şey yok!"