Geçen hafta Ömer Tuğrul İnançer'i ahirete uğurladık. Kendisi hukukçu, musikişinas, yazar, iyi bir sohbet üstadı ve tasavvuf ehli idi.
İsterseniz biraz eskilere gidelim. 1925'te tekkeler kapatıldı. O güne kadar toplumda saygın bir yeri olan tekke mensuparı birdenbire sakıncalı duruma düştüler. Her türlü tasavvufi faaliyete son verildi. 1960-1970'lere kadar tasavvuf ve tarikat kelimeleri ürkülen sözlerdi. Zaman değişti, daha özgür ve daha rahat günler geldi. Çeşitli fikir akımları gibi tasavvuf da "öcü" olmaktan çıktı. En azından yaradılışı o yönde olan kimselerin tasavvufa yönelmeleri yaygınlaştı. Aslında tasavvuf, İslam'ın bütünüyle özümsenmesi, bir olgunlaşma ve ahlak yoludur.
Ne var ki, tekkelerin yasaklanmasından sonra geçen 40-50 sene zarfında tasavvuf kurumları olan tekke ve tarikatler unutturuldu, tasavvuf adabı ve erkanı özellikle de muhtevası neredeyse kayboldu. Bu arada tarikat görünümlü pek çok kişi ve kurum ortaya çıktı. Ne yazık ki bunların çoğunluğu tasavvufun özünden uzak, şekilci ve dışlayıcı bir özelliğe sahiptir.
CERRAHİ TEKKESİ
Tuğrul Efendi bu olumsuz gelişmenin istisnalarından biridir. Kendisi Karagümrük Cerrahi Tekkesi'nin postnişini yani şeyhi idi. Ama bu kimliğini dergah dışında hiçbir zaman dile getirmedi.
Carrahilik Halvetiliğin bir koludur. Nureddin Cerrahi (v. 1721) tarafından kuruldu. Karagümrük'teki Cerrahi Tekkesi'nin son şeyhleri sırasıyla Fahreddin Efendi (v. 1966), Muzaffer Ozak (v. 1985), Safer Dal (v. 1999) ve Ömer Tuğrul İnançer'dir (1946-2022). Cerrahi Tekkesi gerek eskiden, gerekse tekkelerin kapatılmasından sonraki yıllarda İstanbul'un tasavvuf kültürü ve musikisi açısından en önemli merkezlerden biri olmuştur. Bu faaliyetlerini 1981'de açılan Türk Tasavvuf Musikisi ve Folkloru Araştırma ve Yaşatma Vakfı çatısı altında yürütmektedir. Buna ilave olarak 1991'de Kültür Bakanlığına bağlı, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu kuruldu. Tuğrul Efendi'nin kurucu müdürü olduğu bu topluluk da Dergahın manevi himayesinde sayılır.
ÖRNEK BİR ŞEYH
Bilindiği gibi dergahlar resmen kapalıdır. Ama mesela Hacı Bektaş dergahı faaliyetlerini sürdürmektedir. Cerrahi tekkeside öyle. Ama burada bir incelik var, 25 yıldır dergah şeyhliği yapan Tuğrul İnançer, bu görevini dergah dışına taşımadı. Hali, tavrı, davranışları, kılık kıyafetiyle medeni ve zarif görüntüsünü hiç bozmadı. Bu köşeye koyduğum şeyh kıyafetli resmi, ancak vefatından sonra basında görüldü.
Tuğrul İnnaçer'in günümüzde tasavvuf kültürüne ve musikisine teorik ve pratik anlamda katkısı büyüktür. Bunun yanında kültürümüzü, medeniyetimizi, tasavvuf ahlakını özümsemiş olduğu gibi; bütün bunları her zeminde cesaretle ve belagatla ifade etme yeteneğine sahipti.
Biraz celalli olmasına rağmen Tuğrul Bey çağımızda tasavvuf kültürünü temsil konusunda iyi bir örnekti. Ruhu şad olsun.