Gaziantep izlenimleri

Geçen hafta sonu Gazi Antep'te idim. Mütefekkir yazar Samiha Ayverdi'nin (1905-1993) vefatının 31'inci yılı dolayısıyla düzenlenen bir panelde konuşmacı idim. Mustafa Fayda'nın yönettiği toplantıda kendisi Samiha Hanım'ın eserlerinde önemli yer tutan Halk-i Cedid (yeniden doğuş), İ'la-yı kelimetullah (Allah'ın adını yüceltme ve yayma) ve Kızılelma gibi kavramları açıkladı. Bunlar Ayverdi'nin dinamik, hamleci ve ilerlemeci anlayışını gösterir.

Ben Ayverdi'nin eserlerinde "Siyonist Yahudiler", Ayhan Pala ise yazarımızın "Kölelikten Efendiliğe" kitabındaki temel görüşleri açıkladı. Panel öncesi Elif Ömürlü Uyar'ın mini bir konseriyle ruhlarımız dinlendi.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Gazi Antep Büyük Şehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde yapılan bu faaliyet sebebiyle 2 gün geçirdiğimiz bu tarihi şehirden çok güzel hatıralarla ayrıldık. Ekibimizin rahat etmesi için görevlendirilen Belediye personeli işlerini canla başla yaptılar. İaşe ve ibate konusunda oldukça cömert davranıldı. Bunun için Fatma Şahin hanımefendiye teşekkür ederiz.

Gazi Antep Büyükşehir'in çalışkanlığı ve iyi işler yaptığı her yerde görülüyor. Tarihi yapılardan birçoğu müze, salon ve ziyaret yeri olarak kültürümüze kazandırılmış. Panelin yapıldığı mekan eski bir kilise. Geniş bir avlu içinde. Alt katı Arkeoloji Müzesi. Ayrıca yeni kurulmakta olan Arkeoloji Laboratuvarı alanında müstesna bir örnek. Bu konularda bilgi veren ve panelimizin gerçekleşmesinde katkısı büyük olan BŞ Belediyesi Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tanrıöver gayretli ve becerikli biri. Kendisi aynı zamanda Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü'nün kurucu yönetim kurulu üyesidir.

Yaptığımız kısa geziler sonunda Gazi Antep'i çok beğendim. Yeme içmeyi seven ehl-i keyf ve rahat mizaçlı gördüğüm bu insanlar iyi yöneticilerin elinde değerli sonuçlar ortaya koymuşlar. Benim derdim nereye gidersem tarih, yerli ve milli kültür ve bunlara ait hatıraları canlandırılmış görmektir. Burası bu konuda başarılı.

Eski Antep konakları restore edilmiş. Müze, kafe, işyeri olmuş bu otantik ve sevimli mekanların çoğu 2 kat konaklardır. Yüksek duvarlı kadim sokaktan girince sizi ferah, geniş bir avlu (hayat) karşılar, burası dinlendirici huzur veren bir atmosfere sahip. Çok sayıda tematik müzeler açılmış. Oyuncak müzesi, mutfak müzesi, peynir müzesi var.

GÖNLÜ ZENGİN BOYACI

Meşhur bir lokantada ekibimizle akşam yemeğindeyiz. M. F. Hocamız bir ara dışarı çıktı. Bir süre sonra ayağında terlikle geri döndü. Kapının önünde mekan tutmuş bir boyacı ayakkabılarını boyamak ister. O da sırf adamcağıza yardım olsun diye kabul eder. Hoca boyanan ayakkabısını almak üzere dışarı çıktı. Dönüşte yüzü bir tuhaftı. Gözleri dolmuş ve ağlamaklıydı. Boğazı düğümlenerek güçlükle anlattı. Boyacıya ücret olarak 50 TL verir, o da on lirasını geri vermek ister. Hoca almaz ve adama iltifat eder: "Sen ne iyi ahlaka sahipsin, annen mi öğretti bunu sana?" Boyacının cevabı: "Yok amca anneme namaz kılmayı bile ben öğrettim. Ben Rifai'yim."

Hocamız kopar, kendinden geçer. O duygu yoğunluğu içinde yanımıza gelir. Onu hislendiren, sıradan bir boyacının bir tarikat mensubu olduğu için sahip olduğu tok gözlülük ve kanaatkarlıktır.
(Devam edecek)