FIRÇALARIN GÜCÜ
Biz kadınlar neyin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama siz erkekler de bilin diye bunları yazıyorum. Bazı fırça isimleriyle başlayalım. Fondöten fırçası, ki bunun yassı, sivri ve klasik uçluları diye kendi aralarında ayrılanları var. Kabuki fırça, yedirme fırçası, aydınlatıcı fırça, kontür fırçası, açılı fırça, allık fırçası, far fırçası, dağıtma fırçası, kaş fırçası, pudra fırçası, say say bitmez. Tüm bunların ana konusu makyaj. Hepsi makyaj malzemesi.
İzmir kadını güzeldir, güzel olduğu kadar bakımlıdır, diyoruz ya. Bunun bir de diğer boyutu var. TOBB Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayi Sektör raporuna göre, 2017 yılında dünya genelinde kozmetik ürün tüketimi 390 milyar Euro'ya ulaştı. Her seneye en az yüzde 10 koyup günümüz rakamlarına ulaşabilirsiniz. Türkiye'de bu rakam 10 miyar lirayı geçti bile. Sektörde çalışan sayısı 70 binlere ulaştı. Güzellik salonları vs. gibi istihdamlar, depolama, nakliye, satış, pazarlama ve perakendecilik sektörü çalışanları gibi üretim dışı destek faaliyetlerini hesaba katarsanız, öyle yenilir yutulur gibi olmayan, dev bir ekonomiden, fırçaların gücünden bahsediyoruz.
BOŞUNA GÜZEL DEĞİLİZ
Biz güzeliz de boşuna güzel değiliz. Hava civa değil bu güzellik. Kozmetik üretimde 55 tesisi var şu şehrin. Bu alanda Avrupa devleri arasında yer alan 20, 25 yıllık üretici firmalar var. Peki böyle bir sektörde çalışmak ister misiniz? İşte size fırsat.
İzmir Ticaret Odası ile İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde makyaj eğitimleri başladı. Kendisi bir makyaj sanatçısı olan aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Dilek Mutlutürk, ilk eğitimi verdi. 150 meslek lisesi öğrencisi katıldı. Kızlı, erkekli.
Ben de oradaydım. Gençler elbette kıpır, kıpır. Henüz onlara bu sektörün nasıl büyüdüğünü anlatmak için belki çok erken.
Ama geleceği en sağlam mesleklerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Mutlutürk, İzmir'in ilk makyaj atölyesini de açan bir isim. Tecrübesi, yüksek, enerjisi çok.
İşini aşkla yapanlardan. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda Tan Sağtürk'e yaptığı Atatürk makyajı sonrasında "sanatçı" ünvanını hak etti. Kozmetik sektörü, istihdamın önemli bir bölümünü hizmet sektöründe barındırıyor, ekonominin büyük bir kısmı da zaten burada dönüyor. Mutlutürk "Hizmet sektörünü geliştirmek için insanların yani bu işi yapacakların kendisini geliştirmesi gerekiyor" diyor. İşte kurs da bu yüzden düzenleniyor. Gençlerin kendilerine bir ışık bulması, ona sıkı sıkı sarılması ve bu yolda ilerlemesi için yapılıyor. Fırçaların gücü sizinle olsun. Haftanın alkışı Dilek Mutlutürk'e.
Aslında bunu sevgili Metin Burmalı için yazıyorum. Biliyorsunuz onun gazetemizde bir köşesi var.
Whatsapp İhbar Hattı. Telefon 7/24 açık.
Ne isterseniz, derdiniz, şikayetiniz neyse ona söylüyorsunuz. O da bunu, konu kimi ilgilendiriyorsa duymasını sağlayacak şekilde, çözüm odaklı kovalıyor. Peşini bırakmaz. Ama ben Whatsapp'ı değil de burayı tercih ettim. Şimdi, sevgili Metin.
Bu şehrin kalbi neresi? Konak. Peki, şehrin en önemli sorunlarından biri ne? Trafik ve bunun doğal uzantısı otopark. Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde Konak Pier'in oradan, Konak otobüs durağına kadar olan yere bu arabalar nasıl park ediyor?
Yani kurallar gereği yasak. Valilik, belediye, emniyet hepsi oraya 200 metre, bilemedin 300 metre uzakta. Yetmeyen üç şerit, o minnacık mesafede iki şeride düşüyor.
Çilesi taa Alsancak Garı'na hatta ötesine yansıyor. Hah işte buradan sana ihbar ediyorum. Konak Pier ile Konak Otobüs Durağı arasında taksicisinden, sevgilisini bekleyene, işten çıkacak eşini bekleyene, oradaki otoparka girmek için iki sıra yapana, üst geçitten geçip atm'den para çekip geri gelmek için yüz milyonluk arabalarını yine oraya koyanlara, tüm bunlar olup biterken bir şey yapmayanlara, bir şey yapmaları için ne yaparsın? Çünkü ben işin içinden çıkamadım.