Krizleri fırsata çeviren kazanır. Krizde fırsatçılık yapan ise tüm toplumun nefretini kazanır. Fırsat ve fırsatçılık arasındaki ince çizgiyi, kalın kalemle çizmek gerekiyor. Yeni tip korona virüsü (Kovid-19) salgını dünyayı sardı. Kişisel görüşüm, Türkiye bu konuda başarılı bir iş ortaya koydu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca süreci iyi yönetti.
TURİZMİ ETKİLER
Virüsün Türk turizmini etkileyeceği muhakkak. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy; bir takım önlemleri açıkladı. Bunlardan bir tanesi turizm sezonun açılışının Mart ayından Nisan'a çekilmesiydi. Türkiye'de turizm aktörlerinin tamamı buna destek verdi. Ege turizminin nasıl bir tavırda olduğunu size aktarmak isterdim ama ben de bilmiyorum. Çünkü destek verip vermediği konusunda henüz bir açıklama yok. En azından bu yazıyı hazırlayana kadar yoktu.
KAYGI HEP AYNI
34.5 milyar dolarlık bir gelire sahip sektörün Ege ayağı aslında virüs tehditine karşı bir atak peşinde. Biliyorsunuz Bakanlığın bir Çeşme projesi var. Proje Çeşme'yi turizm konusunda dünya ligine çıkarmayı hedefliyor. Bakan Ersoy, İzmir'de STK temsilcileriyle buluştu, projeyi anlattı, fikirlerini aldı. Böylesine projelerin artısı eksisi hep konuşulur.
Kaygı hep aynıdır. Daha çok pastadan pay alma isteği diğer taraftan da çevresel kaygılar söz konusu olur.
Ancak Bakan Ersoy'un toplantısı aslında alışık olunmadık bir tablo ortaya koydu. Ortak irade. Yani bir şey yapılacaksa buna hep beraber karar verilecek. Çeşme Projesi 20 milyar dolarlık yatırımı bölgeye çekecek.
Artısı eksisi konuşulacak, hesabı kitabı yapılacak ve ortak akıl doğrultusunda neticelendirilecek.
MUTLAK BİR DEĞİŞİM
Virüs salgını bu noktada dünya turizm haritasında da değişikliğe neden olacak.
Ya uzun vadeli bir değişim ya da kısa vadeli bir değişim ama kesin olan bu değişim mutlaka olacak. İşte bu sürecin de iyi yönetilmesi gerekiyor. Otelcinin, restoranın, taksicinin, rehberinin, müzenin, ören yerinin, aklınıza gelecek her turizm faaliyetinin etkileneceği bir durumdan bahsediyoruz.
ARTIK KARAR ZAMANI
Bu kadar lafı bir araya getirmemin nedeni, Çeşme'nin yok gürültü sorunu, yok elektrik sorunu, yok personel yetersizliği nedeniyle iyi hizmet verilememesi gibi türlü soruncukları topyekün ortadan kaldırmak gerekiyor.
Çünkü turizm baştan aşağıya değişim döneminde. Böyle bir değişime hala 30 yıldır çözülemeyen sorunlarla girersek yaya kalacağımız kesin. Yani Çeşme artık karar vermek zorunda. Çeşme böylesine küresel bir krizi fırsata çevirmek zorunda.
İSTEKLERİ BELLİ
Sezona ramak kaldı ama hala gürültü konusundaki ses perdesi aralanmadı.
Kırmızı çizgiler evet, belli ama uygulama? Önceki yıl yüksek sesli müzik turizmin önündeydi, geçen yıl da öyle. Bu yıl da öyle mi olacak?
Ne olacak? Geçen yıl tek tük görülen yabancı turistlerin bu yıl Çeşme'de olamayacağı belli. Zaten yerli turizm ekonomisi Çeşme'yi ayakta tutuyor.
Onların da istekleri şikayetleri belli.
Çeşmelilerin de istekleri belli. Herkes ne istediğini biliyor ve söylüyor. Bunun için Çeşme'nin ortak aklı ne zaman devreye girecek?
Eğer bu ortak akıl devreye girmezse, Çeşme için bir başka ortak akıl karar verecektir. İşte yazının başında anlatmak istediğim bu. Bir ortak akıl var ve o akıl Çeşme için karar verecek.
