Her yıl Çeşme'de sezon Eylül sonuna uzamalı diye yazılır, çizilir, konuşulur. Bu yıl da tam da bu zamanlarda yine aynı konuşmalar, aynı beklentiler dile getirilecekti. Ama hiçbirimizin ummadığı Covid-19 kapıyı çaldı. Her şey alt üst oldu. Can derdine düştük.
Yeni normalleşme ile Çeşme'de kıpırdamalar başladı. Hele geçtiğimiz hafta sonu normal dönemleri aratmayacak bir yoğunluk yaşandı.
Böyle de gidecek gibi görünüyor. Yeme içme sektöründe moraller düzelmeye başladı. Ancak konaklama aynı seyirde gitmiyor. Bu hafta içinde İngiltere ve Almanya'daki soydaşlar rezervasyonlar için Çeşme otellerini aramaya başladı.
Turizmdeki kayıp yılı herkes teğet atlatma derdinde. Ancak hepimizin aklında da şu soru var. İkinci dalga.
Bu endişeyi hekim dostlarımla paylaştığımda onlar Ekim değil Aralık ayını işaret ediyor. Turizmciler ise ilk kez Çeşme için sezonun Ekim sonuna kadar uzayacağına inanıyor. Pandemi sürecinin yarattığı tahribat kadar yıllardır arzu edilen sezonun uzaması da sağlanacak gibi görünüyor.
HERKES SORUYOR
Gastronomi dünyasına yakınlığım nedeniyle çok defa sorulur bana. Nereye gitsek diye. Yeni normalleşme sürecinde daha sıkça sorulur oldu. Alaçatı'ya giden arıyor. "Nerede yiyelim?" diyor, çünkü güvenli ve lezzetli yer aranıyor.
Aslında ben en tenha yerleri, bildiğim insanların mekanlarını tercih ediyorum.
Ama burada iş sizde. Önlemi önce siz almalısınız. Ve madem sordunuz, söyleyeyim. Y'Git Alaçatı, güvenli liman. Bugün birçok restoran covid-19 kapsamında onlarca gün önlemler için hazırlık yaptı. Y'Git, iki günde işi çözdü.
Çünkü altyapısı zaten hazırdı. Turuncu Çember sertifikası için de gün sayıyor.
Hatta siz bu yazıyı okuduğunuzda almış bile olabilir. Kırçiçeği keza öyle.
Beyevi'nde pancar suyu efsane. Perispri harika.
YINE GÜRÜLTÜ SORUNU
Eğlence mekanlarının da hafiften kapılarını açmasıyla sanki önümüzdeki günlerde Alaçatı'nın bitmeyen gürültü sorunu yine peydahlanacak gibi görünüyor. Şikayetler gelmeye başladı. Gürültüden mağdur olanların tek bir isteği var. O da yasaların, yönetmeliklerin yani bu işin anayasasının tam ve zamanında uygulanması.
Benim anladığım kadarıyla bu sorunun kökten çözümü, Covid-19 aşısının bulunması gibi. Zorlu bir süreç.
Tek farkı gürültünün aşısı var ancak iğneyi yapacak yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gürültü yapana cezayı kesiyor.
Ama sorun bitmiyor. Çünkü müziği sonuna kadar açıp para kazanacağına inanan bir zihniyet var. Bu zihniyet evrimleşmediği sürece gürültü de devam edecek gibi görünüyor.