Virüs yayılıyor. Devlet kendi aldığı önlemin yanında vatandaşın da mücadeleye desteği için her dakika çağrı yapıyor. Sonuç ortada.
Kurallara uymayan yapımız var. Bunu yıkmadan mücadelede bir yanımız eksik kalacak. Geçen hafta bu konuyu ele almıştık. Yarım kaldı.
Uymuyoruz. Bir örnek daha. Ormanlarımız cayır cayır yanarken hala mangal peşindeyiz. Aziz Kocaoğlu'nun bence bu şehire bıraktığı önemli miraslardan biri İnciraltı Kent Ormanı.
Öyle ki EXPO için de biçilmiş kaftan olarak görülmüştü. Sağı-solu nefis ağaçlar, önü deniz. İki ağacı bulan eline mangalı alan oraya koştu. Belediye ne yaptı? Sahil kısmıyla ağaçlık alanı beton duvar üzeri tellerle ayırdı.
Dedi ki "Madem piknik yaparken mangal yakmak istiyorsunuz, deniz tarafını kullanın"
CEHALETIMIZLE YAKIYORUZ
Böylece olası bir felaketin önüne geçmek istedi. Eleştiriler oldu. Ama konu bu değil. Konu, belediyenin yer göstermesine karşın hala ağaç altında mangal yakma inadımızın devam etmesi. Bu nasıl bir kafa, nasıl bir vurdumduymazlık anlaşılır değil. Hafta sonu yer bulmanın bile mümkün olmadığı İnciraltı Kent Ormanı yakında kavrulursa şaşmamak lazım. Yakan belli. Dikkatsiz ve tedbirsizlik değil, kasıtlı olarak bilerek mangal keyfi.
Yayılır tabi virüs. Elimizden geleni yapıyoruz yayılması için. Yanar tabi ormanlarımız. Cehaletimizle yakıyoruz.
Olur tabi kazalar, trafikte bir kendimizi haklı görüyoruz. Gaza sonuna kadar basmanın marifet olduğunu sanıyoruz. Makas atmanın bir sanat olduğunu düşünüyoruz.
BUNUN ÇARESI VAR MI?
Virüs dünya gündeminde. Alaçatı'daki gürültü ise hala İzmir gündemini meşgul ediyor. Bir yetki sorunu aldı başını gidiyor. Bir mekan, sesi sonuna kadar açınca diğeri de başlıyor. Denetleme yetkisi kimde ben bilmiyorum.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda mı, yoksa yetkiyi İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devretti de orada mı? Bilmiyorum.
Neden, çünkü Alaçatılılar diyor ki şikayet ettiğinizde ortada olan bir şey yok. Yani gürültüye devam. Çeşme Belediyesi yetkiyi istiyor, veren şu ana kadar yok. Yerel yönetim, yetki bende olursa denetler ve sorumluyu bulur, bu gürültünün önüne geçerim diyor. Dediğini yapar mı yapabilir mi henüz bilmiyoruz çünkü devir yok.
Ama burada asıl sorumlu ne belediye ne bakanlık? Burada asıl sorun, yine kurallara uymayanlarda.
Yani esnafta, işletmecide, mekan sahibinde. Bugüne kadar ne esnaf odalarından ne de ticaret odalarından bu konuda herhangi bir yaklaşım gelmedi. Üyelerine bir çağrı yapıldığını ben duymadım. Bu da ayrı bir sorun.
Peki bu sorunun çaresi var mı?
Bence durum şu. Virüsün aşısı bulunur, bunun bulunmaz.