Tarihe sahip çıkmak
Geçen hafta İş insanı ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından dünyaca ünlü Japon mimar Kengo Kuma'ya yaptırılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Odunpazarı Modern Müze'yi anlatmıştım. Odunpazarı, geleneksel Anadolu Türk mimarisini yansıtan, görmediyseniz mutlaka gidilmesi gerekenler listesine alınacak bir yer. Odunpazarı Modern Müze ise listebaşı.
Bu hafta yine tarihe yolculuğa çıkalım. Yine bir iş insanı. İsmail Polat. Asıl iş kolu madencilik, gıda ve ambalaj sektörü. Polat Group Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Polat, Cunda'da tarihi ayağa kaldırdı.
1862 yılında din adamı Grigorios Gudohiras kendisine, doğduğu yer olan Tavuk Adası'nın karşısına bir konak yaptırdı. O dönemde kendisine, soylu ünvanı olan ve dini statüyü de belirten Despot denildiği için yaptırdığı konak da Despot Evi olarak anıldı.
FILMLERE SET OLDU
Ölümünden sonra 1893'de Osmanlı, evi satın aldı ve konak, hükümet binası olarak kullanıldı.
Sonrasında yetimhane ve okul oldu. Hayat Bayram Olsa, Kambur, Av Zamanı gibi Türk filmlerine ev sahipliği yaptı. Ama yıllar Despot Evi'ne hırçın davrandı. Yıldırımlar, yangınlar, depremler... Sonunda 1980'de kaderine terk edildi.
Viraneye dönüştü.
Ta ki İsmail Polat görene kadar.
Binayı gördüğünde sevdi. Aklında turizm yatırımı vardı ama henüz karar vermemişti. Despot Evi'ni gördüğünde hayalinde bitmiş hali canlandı. Tıpkı 1862 yılındaki gibi. Neden olmasın dedi? Kolları sıvadı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca açılan ihaleyle yapişlet- devret modeliyle 49 yıllığına kiraladı. Hayalini canlandırmak için 13 milyon Euro harcadı. KHG Mimarlık Dr. Yüksek Mimar Işıl Gençoğlu sanatını yansıttı.
İtalya'da 107 ülkeden 105 farklı kategoride tasarımların değerlendirildiği yarışmada Despot Evi, "Kültürel Miras ve Kültür Endüstrisi Tasarım Ödülü"nün sahibi oldu. Bugün Despot Evi, 28 odasıyla bir otel. Ama ne otel. Tarihi koruyan, yaşatan, bunun için çırpınan bir otel.
Ama İsmail Polat'a göre burası her konuk için bir ev.
HAFTANIN ALKISI
Gittim, kaldım. Bana göre de ev. Tescilli binayı ayağa kaldırmak, öyle sanıldığı gibi kolay değil.
Paranızla bile yapamazsınız. İnsanı çileden çıkaran bir iştir. Girdiğinize gireceğinize, yaptığınıza yapacağınıza pişman bile olma ihtimaliniz var. Ama yaparsanız...
İşte böyle olur. Türkiye'nin dört yanından, dünyanın bir ucundan insanlar gelir. Tarihe sahip çıkanı onurlandırır, onunla aynı duyguları paylaşır. İsmail Polat, Cunda için kaybolan bir değeri tekrar hayata döndürdü. Haftanın alkışı ona..
Peki İzmir? Ben, Lucien Arkas dışında tarihi binalara sahip çıkan bir başka iş insanı bilmiyorum. Varsa benim hatam. Ama yoksa.. Hepimizin hatası.. Geleceğe bu güzel mimari eserleri bırakmak boynumuzun borcu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.