Biri girişimciler diğeri gastronomi iki sevdiğim konu. Her ikisi de beni heyecanlandırıyor.
Ahmet Dede'nin Baltimore'da açtığı Dede isimli restoranı sunduğu Türk yemekleri konseptiyle Michelin yıldızı alınca, onun kadar mutlu oldum.
E-posta ile sevincimi paylaştım.
Sonra konuştuk. Bir kaç da soru sordum. Size Ahmet Dede'yi Michelin Yıldız'ına götüren yolcuğunu anlatayım. Hemen söylemeliyim ki aslında Ahmet Dede'nin bu ikinci yıldızı. Kendisi Ankaralı. 25 yaşına kadar aşçılıkla ilgili profesyonel bir yönü yoktu. 24 yaşında gittiği Hollanda'da kendi deyimiyle "Kalbinin sesini" dinleyerek aşçı olmaya karar verdi. Üniversiteye gitti, üç yıl aşçılık okulunda okudu.
Orada Chapter 1 ismindeki restoranda stajına başladı. İlk tecrübesiydi. Tek yıldıza sahip bir restorandı. Bu arada Michelin yıldızlarının anlamını da hatırlatayım.
Bir yıldız "alanında çok iyi", iki yıldız "O restoran için rotanızı değiştirirsiniz", üç yıldız ise "Bu mutfak harika dostum. Yapılacak listesinde ilk sıraya yaz" anlamına geliyor.
Ahmet Dede, "Fine Dining Michelin'in ne olduğunu orada öğrendim" dediği bu restoranda iki yıl çalıştı. Fine Dining ise "Lezzetlerin sanatsal işçilikle, kusursuz atmosferde sunulması" anlamına geliyor. Ahmet Dede ise daha sonra Dublin'de iki yıldızlı bir başka restoranda çalıştı.
Orada da bir yılını geçirdi. Yeniden Hollanda'ya döndü. Bu kez iki yıldızlı bir restoranda 18 ay çalıştı.
Sonra yine İrlanda'ya döndü. Çünkü hedefinde "Green House" vardı. İki yıldızlıydı ve iki yıl da orada çalıştı.
İki yıla yakın da yine bir başka iki yıldızlı restoranda çalıştı. Aslında o işe başladığında restoranın yıldızı yoktu. Orada ikinci aşçıydı. Yani Michelin alma sürecini ilk orada yaşadı. Sonrasında Norveç'e gitti. Üç yıldızlı bir restoranda çalıştı. 2017'de tekrar İrlanda'ya döndü. Balıkçı kasabası Baltimore'a yerleşti. Çünkü Mews isimli restoranda artık başaşçı olarak çalışacaktı. Orkestra şefiydi, gerçekleştirdiği konsept ve yemek tarzıyla aslında ilk Michelin yıldızını aldı. Ama 2019'da restoran, binayla ilgili sorunlar yüzünden kapandı.
YENI BIR KAPI
Ahmet Dede, tüm meslek tecrübelerini Michelin yıldızlı restoranlarda edindi. Aslında yıldızlar onun dünyası olmuştu. Ama Mews'ün kapanması ona başka bir kapıyı açtı. Daha doğrusu itici güç oldu. Bir süredir hayalini kurduğu kendi restoranını açma planını öne çekmeye karar verdi.
Geçen yıl Dede adıyla restoranını açtı. Hedefi netti. Michelin yıldızını almak istiyordu. Ama açtığı gibi pandemi nedeniyle restoranı kapatmak zorunda kaldı. Topu topu iki ay kadar açık kalabilmişti. Ama bu yetti. Yıl sonuna doğru yeniden açtığında o beklediği haberi aldı.
Michelin müfettişleri tarafından ilk yıldızını aldığı, açıklandı.
Müfettişin en sevdiği yemek "İsotlu ve Sumaklı İstakoz Kebabı" idi. Ama Michelin yıldızı tabakla da alınmıyor.
Konsepte, yaratıcılığa, sanatçılığa yıldız veriliyor. Ahmet Dede zaten yaratıcılığını kanıtlamıştı. Menüsü Türk konseptli. Türkiye'den mallar geliyor. Annesi, babası, kardeşleri üç haftada bir tarhanadan baharata, salçadan karadut özlerine kadar her şeyi gönderiyor. Yıldızın hikayesi tam olarak bu.
Anlatan da Ahmet Dede. Şu an Türkiye'de. Bazı planları var. Kendini daha da geliştirmek istiyor. Hedef iki, üç yıldız. En başa dönersek, "Kalbimden geçen sesi dinledim ve aşçı oldum" diyen Ahmet Dede, eğitim-tecrübe harmanıyla oluşturduğu yaratıcılığıyla işinin zirvesine çıkıyor. Gençlere "pes etmeyin" diyen Ahmet Dede'nin ikinci yıldızı aldığında, rotanızı İrlanda'ya çevireceksiniz. Ama siz gidene kadar o üçüncü yıldızı almış olacak. Buna inanıyorum.