‘Benim kızım asla anne demedi’
O kadar çalışıyor, öylesine yüksek bir enerjisi ve öylesine güzel bir kalbi var ki.. Ama bir o kadar da öylesine üzgün, öylesine... Cümlenin devamını getirecek kelime bulamıyorum. Dün, Dünya Otizm Farkındalık Günü'ydü.
Dün İzmir'in, Türkiye'nin, Dünyanın tüm rengi, farkındalığın rengi maviydi. Kentin simge binaları mavi ışıklarla parıldadı.
Denildi ki otizmi fark et.
Bugün 3 Nisan. Dün dün de kaldı, bugün önümüze bakalım. İşte acı olan bu. İşte Aynur Şahin için, hani "Cümlenin devamını getirecek kelime bulamıyorum" dediğim duygu hali tam da bu. Öfke, kızgınlık, unutulmuşluk, yalnızlık. Toplumun, bizlerin otizmi bir güne sığdırmamızın ve sonrasını unutmamızın otizmli evlat sahibi ebeveynlerde yarattığı tarifi mümkün olmayan ızdırap.
Aynur Şahin'in, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü öncesinde yazdıklarını burada sizinle paylaşmak istiyorum:
"Benim kızım asla anne demedi.
O yüzden benim otizmimi sen anlayamazsın.
Dışarıda yürürken benim kızımı çıkardığı anlamsız seslerine insanlar tuhaf bakar.
Benim kızım, gün içinde en büyük takıntısı olan el ve yüz yıkama işlemini her 10 dakikada bir yapar.
Benim kızım, doğduğu günden beri ilaç yutamadığı için her şeyi suda eriyen ilaç olarak almak zorunda.
Benim kızım aynı şarkının aynı saniyesini sizi çıldırtana kadar saatlerce dinleyebilir.
Benim kızım ambulans ya da korna sesinde dışarıda kriz geçirebilir.
Benim kızım bir restoranda en sevdiği yemeği yediğinde sallanır. Sallandığında da karşı masadakiler bizi, birbirlerine gösterir.
Benim kızım dışarıya çıktığında kalabalık onu rahatsız eder. AVM'lere girmek çok zor. Oradaki uğultu onu rahatsız eder.
Benim kızım 1'den 20'ye kadar sayar.
Fakat nedense 6 sayısında sesi yükselir, sürekli tekrar eder.
Otizmi bir günde kutlayamazsınız, anlayamazsınız" Şöyle sesleniyor Aynur Şahin, "Benim otizmim var, anlamıyorum. Peki senin neyin var da beni anlamıyorsun?
Çok düşeriz ama kalkar ve devam ederiz. Umuttur yol arkadaşımız. Yolda önümüze takılan engel de olabilirsiniz, elimizden tutup kaldıran umut da" Bu Aynur Şahin'in her gün yaşadığı rutin hayatından küçük bir parça. Hele pandemi döneminde onlar için yaşam çok daha ağır geçtiyor. Çocuklar evlerde. Anne babaları hastalanacak diye korku içinde, tüm dikkatlerini onlara veriyor. Normal dönemde de zaten endişeleri çok yüksekti. Şimdi katlandı.
Otizmi bir günde fark ettirmek mümkün değil. Bir yılda da fark ettirmek mümkün değil. Otizmle ilgili devletin çok daha fazla iş yapması gerektiğini tüm otizmli yakınlarından duyuyorum.
Toplumun kendini bu konuda geliştirmesi gerektiğini yine tüm otizmli yakınlarından duyuyorum. Dileğim Aynur Şahin ve onun gibi tüm anne babalar için ömür boyu sürecek masmavi bir yaşam.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.