Hani bazen sevdiğinizin sadece kusurlarını görürsünüz.
Aşkın gözünüze çektiği perde kalkar ve siz ortaya çıkan manzaradan hoşlanmazsınız.
"Bu muymuş sevdiğim" der içinizdeki ses!
Bir süredir ben de İzmir için aynı duygular içindeydim.
Gözüme sadece kusurları ve eksikleri gözükmeye başlamıştı.
"Yanlış mı yaptım bu kentte kalmakla" diye düşünür oldum.
Ama sonra Eros "çifte ok"la bana aşkımı geri getirdi!
İTO VE EGİAD
İzmir Ticaret Odası (İTO) ve Ege Genç İşadamları Derneği'nin (EGİAD) İzmir ile ilgili tanıtım projeleri...
Hani "ilaç gibi geldi" derler ya.
Aynen öyle oldu.
İzmir'in güzellikleri yeniden gözümü kamaştırdı, "iyi ki sevmişim ve terk etmemişim seni" diyerek "eski aşkıma" geri döndüm!
İTO'nun, 10 dilde hazırlattığı "Yaşanacak Şehir İzmir" adlı filmini izledim. İzmir'i, hem turistlere hem de yatırımcılara tanıtmak için hazırlanan kısa filmde sahiden de "iyi ki İzmirliyim" dedim.
Her seferinde "rüya aleminde" gibi gezdiğim Efes, mumlarla dilek tuttuğum Meryem Ana, kendimi özgür hissettiğim sokaklar, tanımasam bile yolda karşılaşınca gülümsediğim insanlar, bana uçak fobimi yendiren modern havalimanı...
Yüzmeyi öğrendiğim, "gel hadi gel yine neyin var" dercesine beni yanına çağırıp huzur veren deniz, çocukluğumu pamuk şekerinden bir bohçaya koyup saklayan Kemeraltı, Kordon'da masanın lezzeti buzlu badem, kahvaltıda "ille de boyoz"...
"İlle de" demişken Romanlar'ı elbette. Alsancak'ın bir köşesinden yükselen darbuka sesiyle atılan neşeli adımlar...
Ve evet mutlu insanların kenti İzmir...
UYUYAN GÜZEL
Bu mutlulukları fotoğraflarla, sosyal medyada yansıtan ve nihayet çağı "sahiden" yakalamayı hedefleyen bir proje: @cityofizmir
İzmir, EGİAD'ın projesiyle Instagram'da tam da hak ettiği gibi arz-ı endam etti.
Hayat, sosyal medya üzerinden ilerlerken, böyle bir projeye çok ihtiyacımız vardı.
Artık İzmir'in güzellikleri, Instagram fenomenleri, yazarlar, dergi editörlerinin de desteğiyle dünyaya tanıtılacak. Fotoğrafları uzun uzun seyrettim. Eklenen küçük notları keyifle okudum.
Yıllardır gördüğüm İzmir'in farklı objektiflerden yansımasını çok sevdim.
Daha önce bir yazımda gündeme getirmiştim.
"'Sokakları çikolata kokan şehir' sloganının peşine düşüp Brugge'e gidiyor binlerce turist. Ben de bu sevdayla gitmiştim. Biz niye lezzetlerimizi tanıtmıyoruz" diye...
Projede Ege'nin otları bile gündeme getirilmiş. Hem bravo hem de nihayet sonunda diyorum.
Eminim her iki proje de yıllardır bir uzayıp bir kısalan İzmir turizmini canlandıracak.
Çeşme, "yaz aşkı" olmaktan kurtulacak.
Turistler, limandan çıkıp İzmir'in sokaklarını gezecek.
Ve bizim "Uyuyan Güzel" bu iki hayat öpücüğü ile uyanacak!