• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Evleniyorum... Yuppiduuuuu... Duuu...Duu. Du! NİL KUYUMCU

Evleniyorum... Yuppiduuuuu... Duuu...Duu. Du!

nil.kuyumcu@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09 Mayıs 2016, 20:18
Vallahi içim daralıyor bazen gündemden... Bugün kendimi magazin dünyasına atıyorum...
Gelsin bir aşk, evlilik ve kadınlar yazısı...

Buyursunlar...
Kenan İmirzalıoğlu ile evlenmek için gün sayan Sinem Kobal, bekarlığa veda partisinde, zafer işareti yapmış...
Bütün bir toplum, sanki koskoca bir tribünü doldurup, hep aynı tezahüratı yapıyor kadına:
"Evlen, evlen, evlen..." Kadınlar da izleyicilerden gelen yoğun istek üzerine "gelin olup gidiyor" Tezahüratlar; alkış ve ıslığa dönüşünce de, "zafer kazandığını" sanarak, galibiyetini ilan ediyor...

Peki tek suçlu toplum mu?
Hayır ne münasebet!
Değil...
Esas tetikçi, "masallar"...
Hani o rüya aşk hikayeleri...

"Veee prens ve prenses evlenip şatolarına gitmişler.
Sonsuza kadar mutlu yaşamışlar..." Belirsizliği gördünüz mü?
Kim mutlu yaşıyormuş?
Prens ve prenses...
Peki birlikte yaşayıp, mutlu olduklarına dair bir açıklama var mı? Yok!
Belki ayrıldı yahu bunlar... Ondan sonra öyle mutlu yaşadılar...
Ne malum bu işin evli ve mutlu gittiği...

Hadi gelin masallara bakalım...
Evlendikten sonra, o şatoda neler olmuş olabilir!

UYUYAN GÜZEL...

- Canım ya. Senin adın neydi?
- Uyuyan güzel...
- Eeee sen uyumadan önce ne diyorlardı sana? Uyuyacak güzel mi?
- (.....)
- Bir de sen niye öpülünce uyanıyorsun arkadaş? Hani şöyle bir omuzundan dürtsek niye olmuyor?
İlla bir öptürme hali...
- Git cadıya sor. Ben mi yaptım büyüyü?
- Seni benden önce uyandırmaya çalışan oldu mu?
- Bilmem...
- Ne demek bilmem!
- Uyuyordum nereden bileyim...
- Hatırla bakayım. Hiç öyle bir ayılır gibi falan oldun mu? Bak biri benden önce gelip uyandırmaya çalışmış olmasın.
Ve film kopar. Evlilikte ilk çatırtı başlamıştır...

PAMUK PRENSES

- Pamuk... Bir daha o adamlarla görüşmeyeceksin!
- Hangi adamlar?
- 7 cüceler...
- Kankam onlar benim!
- Ne kankası ya... Kanka manka anlamam. Bir daha 7 cüce falan yok, bitti.
- Sen benim arkadaşlarıma ka-rı-şa-maz-sın!
Of of of... Kabus başlıyor...

RAPUNZEL

- Sinirli gözüküyorsun Rapunzel ne oldu?
- Senin şu arkadaşın var ya.
Komşu ülkenin prensi...
- Eeee...
- Bana ilginç bir şey söyledi.
Hayır yani ben bunu niye düşünemedim bilmiyorum.
- Ne dedi?
- 'Ben olsam merdiven diye bir şey icat eder ve onunla tırmanırdım kuleye. O güzelim saçların da acımazdı ben tırmanırken' dedi.
- Bunları mı söyledi!
- Sen ne egoist bir adamsın ya.
O kulede saçlarım uzayana kadar kalmama nasıl izin verdin? Ve sen niye o merdiveni icat etmedin?
- Aklıma gelmedi benim merdiven falan!
- Tabii nasılsa Rapunzel kulede, elinin altında. Düşünme icat falan... Saçımı, merdiven ettim ben senin için!
Hoppaaaa... Prens'de devreler yanarken, Rapunzel'in aklı diğer prenste kaldı...

SİNDİRELLA

Saray yolunda giderlerken...
- Gözlerin çok güzel prensesim.
- Ondan mı gözlerimden bulmak yerine, bir ayakkabının peşine düştün. İyi ki ayağım 37 numara değilmiş! Hayır bu ülkedeki kadınların yüzde 90'ının ayağı 37...
- Neyse buldum ama değil mi?
- Peki, iki sokak ötedeki Aurora'nın ayağına uysaydı o ayakkabı.
Onunla mı evlenecektin sen?
- (....)
- İzahat ver Prens! Ne olacaktı?
Prens, cevap veremez... İzahı yoktur... Sindirella bunu unutmayacaktır.

Eveeeett....
İşte masalların devamı gelse, büyük ihtimalle bunlar olacaktı.
Özetle...
Ortada zaten bir zafer falan yokken; karşı tarafa, "Ben şimdi yenildim mi?" diye düşündürmemek gerek...
O halde...
Ne yapacağız?
Basit...
Geçici zaferleri bırak...
Ne yaparsan yap aşk için yap!
NOT: Bugüne kadar neyi kınadıysam ışık hızıyla başıma geldi.
Üç gün sonra zafer işareti yaparsam kimse dalga geçmesin!!!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.