Delilik nedir!
Bir tehlike hala aramızda dolaşmaya devam ediyor işte...
Yok, olmadı!
Beklenen karar çıkmadı...
Dün bu sütunlarda, "Bugün bir hakim, ya bir ruh hastasına 'tekme' atıp uzun yıllar cezaevine yollayacak ya da kadınların canını acıtan bir karar verecek!" yazmıştım...
Ve "Umarım hayal kırıklığına uğramayız" demiştim...
Uğradık işte...
Genç bir kadını, şort giydiği için tekmeleyen ve 9 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Abdullah Çakıroğlu'nun duruşması dün görüldü ve henüz kamuoyunun beklentisini karşılayan bir karar verilmedi.
Zanlı Çakıroğlu duruşmaya gelmedi...
Mağdur Ayşegül Terzi'nin avukatlarının "tutuklama" talebi ise reddedildi...
Bir sonraki duruşma, 3 Mayıs'a ertelendi.
Çakıroğlu hakkında sadece duruşmaya "zorla getirme kararı" çıkarıldı!
Haaa bir de, akıl sağlığı yerinde mi diye raporuna bakılacak!
Şu karar meselesine döneceğim fakat, konuyu "deliliğe" getirmişken, burada da önemli bir farkın altını en kalınından bir çizgiyle çekelim...
Delilik nedir?
Hani çocukken her mahallenin bir delisi vardı...
Sağa sola neşe saçar, güldürür, en fazla öfkelendirirseniz size kızardı...
Bugün de hala, bütün karikatürlerde kafasında huni ile gülümseyen adamlar çizilir mesela...
Neşeli, insan canlısı, bol kahkahalı kişiler için "Deli bu yaa" denir!
O halde, rapor alarak işledikleri cinayetlerden, tecavüzcülerden kurtulmaya çalışanlar deli mi?
Almaya çalıştıkları raporla, "akıl ve ruh sağlıklarının" yerinde olmadığını ispatlamaya çalışıyorlar...
"Deliyim ben. Salıverin gideyim" diyor özetle...
Hayır deli falan değiller!
Akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan bir zavallı da değiller!
Onlar psikopat!
Cani!
O halde, bunun ayrımının yapılması gerekmiyor mu?
Bir katilin, tecavüzcünün böyle bir kontrolden geçirilmesi şart mı!
Yoldan geçenlere taş atmıyor ki bu adam...
Kafasında huni, elindeki direksiyonla, "bi bip" diyerek yolda dolaşmıyor....
Hani bizim şu İkiçeşmelik'teki kendini trafik polisi sanan delimiz gibi, araçları yönlendirmiyor...
Deli onlar işte!
Bunlar deli değil!
Ne raporu...
Ne cezai ehliyeti...
Ne tedavisi...
Tedavi mi olmaları gerekiyor!
O halde, Türk Ceza Kanunu'nda bir cinayetin hapis cezası neyse verilsin...
O tedavilerini de, hapishanelerdeki özel bölümlerde görsünler!
Birkaç yıl tedavi görüp, sonra yine aramızda dolaşmıyor mu bunlar!
Hepsi potansiyel katilse, öyle kolay mı bu zanlıları, kafasında huniyle gezen adamla bir tutmak!
Şimdi dönelim tekmeci zanlıya...
8 Mart gibi bir güne bırakılan duruşmada, en azından zanlı hakkındaki tutuklama talebi kabul edilemez miydi!
Bu adam hala aramızda elini kolunu sallaya sallaya dolaşmasaydı...
Sahi, ne yaparsa içeri atılıp, tutuklu yargılanır...
Tekme yetmedi, bir başka kadına yumruk falan mı atması bekleniyor!
Böyle kararlar kurtaracak bizi
Sadece Ege'yi değil, tüm Türkiye'yi sarsan bir tecavüz ve taciz vakasıydı...
4 yaşındaki Irmak'a tecavüz edip öldüren zanlı için "nihayet" dedirten bir karar verildi...
51 yıl hapis ve ağırlaştırılmış müebbet...
Sanık Himmet Aktürk'ün akıl sağlığının da yerinde olduğuna karar verildi.
İşte bu!
Böyle karar verildikçe kurtulacağız...
Böyle hapis cezalarıyla, "deli"yi oynayan psikopatlar engellenecek...
Böyle hakimler ve mahkeme heyetleri oldukça kurtulacak başka Irmak'lar...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.