Peki biz denize ücretsiz girecek miyiz?

Bodrum'da bir araya gelen turizmciler, ecrimisil ücretlerinin yüksek olduğunu söyleyerek, seslerini duyurmaya çalışmış...
Özetle şöyle diyorlar:
"Turizm sezonu çok parlak gözükmüyor...
İşler iyi değil...
Bu şartlar altında bizden istenen ecrimisil ücretleri, şartlarımızı iyice zorluyor...
Devlet, zaten kira ve kar payı aldığı tesislerden bir de sahil için ecrimisil ücreti istiyor...
Ecrimisil bedelleri çok yüksek.
Yeni bir düzenleme yapılsın.
Bu kriz döneminde ecrimisil ücreti ödemeyelim.
Sonrası için rakam belirleyelim..."
Buraya kadar sorun yok...
Madem turizmin canlanması için çalışılıyor; sektör temsilcilerinin talepleri değerlendirilmeli...
Fakaaaat....
Turizmciler, "Başımıza ne geldiyse, lahmacun hadisesinden geldi. Türkbükü'nde 50 TL'ye lahmacun satıldığını duyan bakanlık, 'Bunun 25 TL'sini devlete ödesinler' diye çıkarım yaptı" demiş!
Hah işte biz de yıllardır bunu söylemeye çalışıyoruz!
Bu bir domino etkisi...
İşletmelerin özellikle yerli turistten talep ettiği "tuhaf" rakamlar, dönüp dolaşıp kendilerini de vuruyor...
Otellerde konaklamayı geçtik, denize girmek için "adamı enayi yerine koyan" rakamlar talep ediliyor...
Madem turizmciler, devlete zaten kira ve kar payı ödediğini söyleyerek indirim talep ediyor...
Bizce kabul...
İndirim yapılsın...
Fakat soru şu:
Peki siz bunun karşılığında yerli turiste ne yapacaksınız?
Denize ücretsiz girme ihtimalimiz nedir?
Hadi ücretsiz olmaz diyelim...
"Şezlong, şemsiye vs. hizmeti veriyoruz" diyeceksiniz...
En basitinden, üyelerinizle falan bir araya gelecek, plaj giriş ücretlerinde indirim yapılması için ortak bir görüşte birleşecek misiniz?
Aaaa yoksa "Bize ne yahu plaj girişinden. Özel işletme, isteği ücreti alır. Gelen gelir, gelmeyen bizden değildir" mi diyorsunuz...
Öyle diyorsanız, devam edin!
Ama hatırlatalım...
Yerli turistin, ülke turizmi üzerindeki gücünün ne yazık ki, yeni yeni keşfedildiği bir dönemdeyiz...
Ve inanın, yerli turist bu "kazıklanma politikasından" fena halde bıktı...
Dolayısıyla, kendinize indirim isterken, bir araya gelip, şu anda elinizin altındaki "yerli turisti" kazanmanın yollarını arayın...
Ne dedik?
Domino etkisi işte!
İndirim bugün bize...
Yarın size!
7 GÜN 24 SAAT KISKANCIZ!
Sanal dünya sahiden bir alem...
Kendi kendilerine gün icat ediyorlar...
Dün de "Dünya Kıskançlık Günü" olarak kutlandı!
Ama hata yapmışlar!
Sevgilisinin paylaşımındaki yüzlerce beğeniyi tek tek inceleyip...
İçlerinden güzel kızları ayıklayıp...
Sonra, o güzel kızların paylaşımlarına tek tek bakıp...
İçlerinden hangilerini sevgilisinin beğendiğini kontrol edip...
Bir dedektif gibi iz süren Türk kızına "1 günlük" kıskançlık yetmez...
Biz, 7 gün 24 saat, 365 gün kıskancız!
DOLANDIRICI BİLE LİKE PEŞİNDE!
Hani "adamı ipe götürür" diye bir söz var ya; işte bu sosyal medyadaki beğenilme arzusu, artık çılgınlık boyutuna geçti...
Sen kalk, 20 milyon kişinin hesap bilgilerine ulaş...
62 kişinin toplam 500 bin lirasını kendi hesabına geçir...
Sonra da ne yap?
Lüks bir tekneyle denize açılıp mutluluktan halay çek!
Sonra paraları saç...
Ve o görüntüleri sosyal medyada paylaş!
Adamlar polis tarafından aranırken, "like" peşinde koşup, "Bas bas paraları Leyla'ya" görüntülerini yayınlamış.
Ve polisin eline sağlam bir kanıt daha vemiş.
Ne diyelim...
Vaay "like" sen nelere kadirsin!
Adamları ipe götürmüşsün işte!