“Orada bir Kemeraltı var uzaktaaaaa!
Gündemde bir ton haber var yine...
Dünya, Türkiye, Ege, İzmir...
Onca haber yığınının arasında ne dikkat çekiyor?
Kemeraltı'ndaki kirlilik...
Nostaljik çarşının etrafına saçılan çöpler...
Kızıyoruz..
Peki niye?
***
Çünkü pek bir seviyoruz Kemeraltı'nı!
"Nostaljik çarşımız" diyoruz...
"Çocukluğumuz" diye anılara dalıyoruz...
Burnumuza, o ünlü börekçideki nefis lezzetin kokusu geliyor...
Daha tabağımızdaki böreği bitirmeden, karşıdaki "karadut şerbeti" en haylaz rengiyle gülümsüyor...
Güzel bir ayakkabı bulmak uğruna çarşıyı tavaf ediyoruz sanki...
Havra'dan girip, havuzlu çarşıdan çıkıyoruz...
Önümüzü sürekli başka bir çığırtkan kesiyor...
İnsan seli üzerimize doğru yürüyor...
Kemeraltı'nın gürültüsüne, pazarlık sesleri karışıyor...
- "Yok abi o fiyata satamam." - "Satarsın satarsın... Hadi bakalım paketle şunu..."
***
Nasıl?
Güzel mi?
Özledik mi o günleri?
Eee iyi yapmışız özleyerek...
Keşke Kemeraltı da özlediğimizi bilse!
***
Çok seviyoruz çarşıyı...
Ama değişik bir sevda...
Hani küçükken öğrendiğimiz bir şarkı vardı...
Kemeraltı aşkımız bana onu hatırlatıyor...
"Orada bir Kemeraltı var uzaktaaa...
O çarşı bizim çarşımızdır...
Gitmesek de görmesek de Kemeraltı bizim çarşımızdır..."
***
Dış cepheleri falan boyandı da eee başka ne yapıldı?
Ha bire ortaya bir proje atılıyor yıllardır...
Sonuç?
***
Peki biz İzmirliler ne yaptık çarşımız için?
Acaba kaç esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor?
Kim bilir kaç kapı, "Bugün inşallah müşteri gelir" umuduyla açılıyor...
Bir gün çarşı, "Benden bu kadar İzmir" diyerek, kepengini toptan kapatınca anlarız değerini...
Bir gün o börekçinin, karadut şerbetçisinin yerinde "Steak House" görüp burnumuzun direği sızladığında anlarız...
Şimdilik, sağa sola atılan çöplere kızıp üzülelim...
Çok canımız sıkılarsa da Starbucks'ta kahve içeriz!
Kemeraltı çok uzak şimdi...
Biz de onu uzaktan sevelim...
Öylesi aşkların en güzeli miydi İzmirlim!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.