Elbet bir gün döneceksin! Bu böyle yarım kalmayacak...
Türkiye günlerdir şezlongun altına uzanmış güneşleniyor...
Milletçe tatildeyiz...
Bir elde güneş yağı, diğerinde buzlu limonata...
Umurumuzda değil dünya...
Toptan kepenk indirdik yahu!
Tatile çıkmayıp çalışanlar bile; hayatı "ağır çekim" moduna çevirdi...
Ortalık yangın yeri olsa herkes, "Ayy biraz daha bronzlaşabilir miyim acaba" diye ateşe koşturacak!
Ama, her güzel şey gibi bu tatil de bitiyor...
An itibarıyla yarısı tamamlandı...
Hala Eda Taşpınar bronzluğuna kavuşamayanlar için şafak 5!
***
10 günlük misler gibi tatilin ardından yuvaya dönecek göçmen kuşları, pazartesi sendromunu mumla aratacak bir gün bekliyor...
Salı sendromu...
Ohooo o gün milletçe sallanacağız!
O nedenle el ele vererek kendinizi hazırlayın...
Gün, birlik olma günü!
***
Siz kendinizi "Büyük Dönüş" isimli maratona hazırlarken, işyerinde gireceğiniz depresyonu en hafif şekilde atlatmanız için birkaç yol sunuyorum...
İşim var benim, iş, iş iş!" diye mırıldanın. Maksat bir işinizin olduğunu unutmamanız...
Her türlü yağı, kiloyu, selüliti kamufle eden kazak, montlar dolaptan çıkacak. O halde diyete son. Gelsin baklavalar, yoğurtlu dönerler ve niceleri... Kabul edin, hepsine hasrettiniz...
"İlk başta saçma gelebilir ama iş motivasyonu için ihtiyacım var" diyerek, masanızın altına tuzlu su dolu leğen, üzerine ise güneş ışığı hissi uyandıracak 4-5 tane spot ışığı koymak için izin isteyin...
Az önce leğen ve spot ışığı için izin veren patronunuzun yanına gidip, çıtayı iyice yükseltin. "Tatil depresyonundan çıkmak için birkaç gün tatil yapabilir miyim" diye izin isteyin!
Belki izin verir! Şansınız yüzde 50!
Karar sizin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.