Bir görevlisindir...
Yaptığın işe gereken saygın yoktur, bunu bile anlarım...
Amaaaa...
Türkiye'nin takip ettiği bir toplantı düzenleyeceksin...
Oraya senin partinin genel başkanı gelecek...
Adamcağızın eline, bir tuğlanın üzerine çakılmış plaket tutuşturacaksın...
Aaaa o da ne! Soyadı yanlış!
"Kılıçdaroğlu" yerine "Kılıçtaroğlu" yazıyor...
Ve bu hatayı, oradaki bir Allah'ın kulu görmüyor!
Ta ki, o plaket CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na verilene kadar...
***
Kılıçdaroğlu, o anda sinirlenip bunu çaktırmıyor mu, yoksa sahiden sükunetle mi karşılıyor bilmiyorum...
Ama gülümseyerek plaketi geri veriyor ve isminin düzeltilmesini talep ediyor...
***
Muhabirlik yıllarımda yerel yönetimlerden sorumluydum...
Siyasi partilerin etkinliklerini o kadar çok takip ettim ki, oradaki işgüzar pek çok kişinin etrafta "Tanrım ben çok mükemmel biriyim. Ve ben olmasam bu parti yıkılır" edasıyla dolaştığını bilirim...
Öyle dolaşır ve genellikle bir işe yaramazlar!
Adalet Kurultayı'na katılanlar, plakete isimlerini yazdırıp, tuğlaya yapıştırarak Adalet Heykeli'nin önüne bıraktı. Kılıçdaroğlu ise o tuğlayı bırakmak için yanlış yazılan soyadının düzeltilmesini bekledi.
Hah işte, CHP'nin Kocadere Kamp Alanı'nda düzenlenen Adalet Kurultayı'na katılan hiçbir partilinin aklına; o plaket yazılırken, yazıldıktan sonra, Genel Başkan'a takdim edilmeden önce kontrol etmek gelmemiş mi!
Peki bu durumda seçeneklerden hangisini düşünmeliyiz?
A- Genel Başkanları yanlarındayken, mutluluktan gözleri hiçbir şey görmüyor!
B- Onların hepsi "büyük adam" oldukları için böyle "minnak" detaylara bakmaya tenezzül etmiyorlar...
C- Kılıçdaroğlu'nun düzenlediği önemli bir toplantıyı bilerek asitliyorlar!
D- Hepsi...
E- Hiçbiri...