Hülyaaa neden böyle? Hülyaaa derdini söyle!

Aman da bizim Avşar kızımız yine neler buyurmuş...
Yapmış yapacağını, kendisini magazin dünyasına altın tepsiyle sunmuş...
Demiş ki, "Erkekler eğer arada bir eşlerine çaktırmadan bir şeyler yaparlarsa o evlilikler yürür ve bir yastıkta yaşlanabilirler. Bir erkek arada bir karısına çaktırmadan yapmak zorunda." Yani erkeklere demiş ki, çaktırmadan aldatın...
Kadınlara da "gizli mesaj" olarak, "Aldatılınca susun sineye çekin.
Evliliğinizi sürdürmenin tek yolu bu" demeye getirmiş!

****

Heeee...
Esasında Hülya şunu söylemek istemiş:
"Yahu Kaya beni bırak çaktırmamayı, gözümün içine soka soka aldattı... Eğer çaktırmasaydı, ben vakti zamanında söylediğim gibi, üç maymunu oynar ve bu evliliği sürdürürdüm. Ama çaktırdı yahu!" Valla hem de o ne çaktırmaydı!
Gazeteciler, "Kaya Bey, Ferrari'niz yeni mi?" diye sormuş, alkolün de etkisiyle soruyu anlamayan Kaya Çilingiroğlu, "Siz Feraye'yi nereden tanıyorsunuz?" demişti...
Ve bomba patlamıştı...

****

Yalnız Kaya Çilingiroğlu, geldiği sosyal yapının da etkisiyle "Ferrasi'ni Satan Bilge" moduna geçmemişti!
Tersini yapmıştı...
Ferrarisi'ni, aman pardon Feraye'sini satmamıştı!
Bu aldatma ortaya çıktığında Hülya Avşar, "Bizim oğlan camı kırmış" tadında açıklamalar yaparak, aldatmayı örtbas etmeye, olayı küçültmeye çalışmıştı...
Ama ı-ıhhh nafile!
Kaya Çilingiroğlu, Feraye'yi "oyuncak" olarak falan görmeyip, Hülya Avşar ile evliliğini bitirmiş, Feraye ile evlenmişti...

****

Geçen yıllar içinde onlar da boşandılar ama her ne olursa olsun, Hülya Avşar'ın ortaya attığı bu tezin doğru olmadığını kanıtlayan yine kendisi işte...
Senin kendi evliliğini bile aldatma kurtarmadıysa, başkalarınınkini nasıl kurtaracak?

****

Peki o halde Avşar ne demeye çalışıyor?
Bunun için Freud olmaya ve Hülya Avşar'ı çocukluğuna döndürmeye gerek yok....
Olay basit...
"Ben Türkiye'nin en güzel kadınıyım" diye ortada dolaşan Hülya Avşar, aldatılmayı yıllardır hazmedemedi...
Üstelik sevdiği erkeği elinden alan kadın, yani Feraye, hiç de öyle "iddialı" bir güzelliğe sahip değildi...
Her zaman sade bir çizgi izleyen Feraye, ortada şıkır şıkır allı pullu gezinen Hülya Avşar'ı oyunun dışına atmıştı...

****

Kabul edilmesi zor bu psikolojiden kurtulmanın tek bir yolu kaldı Hülya'ya...
Olayı "genele" çevirmek...
Yani bir olayı sadece sizin değil, "herkesin" yaşadığını bilirseniz, kabullenmek kolaylaşır...
"Aman ne yapayım bir tek benim başıma gelmedi" dersiniz...
Güzel/çirkin, zeki/aptal bütün kadınlar aldatılırsa, sizin aldatılmanız da arada kaybolur gider!

****

Ama işte bazı evlilikler vardır ki bitmeye mahkumdur Hülya Avşar...
Bırak adamın "çaktırmadan" bir şeyler yapmasına izin vermeyi, evde "harem" de kurdursan giden gider!
Bir evliliği ayakta tutan "aldatma" değil, aşktır, sevgidir...
Onu kaybettiysen, adama Sultan Süleyman Han Hazretleri muamelesi çeksen ne fayda!

****

Hem ayrıca...
Unutmadan söyleyelim...
Kadın ya da erkek fark etmez Hülya...
Seven, aldatmaz...
Ve kalbini, günübirlik kiraya vermez!