Karatay hocam ben karar değiştirdim!
Artık bir gazetede Prof. Dr. Canan Karatay'ın açıklamalarını okuyunca, durup bir düşünüyorum...
Eskisi gibi gülüp geçemiyorum...
"Hocam bırak ya bu işleri" diyemiyorum...
Neden mi?
Vallahi tam olarak ne oldu emin değilim ama gitgide güvenimi kazanıyor Karatay hoca...
İnatla...
Sabırla...
Bağırıp çağırmadan bizi "yola getirmeye" çalıştığı...
Ve belki de kendi yolundan da zerre kadar ödün vermeden ilerlediği için oyumun rengi değişiyor...
***
Normal şartlarda bu kadar eleştiri alan biri, tam tersi açıklamalar yapardı...
En azından basın desteğini artıracak söylemlere geçerdi...
Düşünsenize, birilerinin sağlığı için çaba harcıyorsunuz ama onlar nankörlükte "nirvana"ya çıkıp, bir de söylediklerinizi beğenmiyor!
Açık konuşayım ben olsam bir süre sonra "Ne haliniz varsa görün" derdim...
Hepimiz kabul edelim, Karatay hoca bize iyi sabrediyor!
***
Neyse hocam, karar değiştirdim, bundan böyle ben sizinleyim!
Çünkü en son Sertab Erener'in akıllara zarar "telomer" tedavisine resmen "Bırak bu işleri Sertab" tadında açıklama yapmışsınız ya, süper!
Açıklamaya geçmeden önce şu 100 yıllık hedefe bir bakalım...
Yahu, 100 yıl yaşamak uğruna her gün ilaç içip, denek olmak nedir?
Bu nasıl bir risk?
100 yıl yaşayınca başın göğe mi erecek?
İlkokul arkadaşların huzurevindeyken sen çocuk parkında kaydırağa mı bineceksin?
Millet tansiyon hapı yutarken, elma şekeri mi yiyeceksin nedir anlamadım ki!
***
Diyelim ki öyle oldu...
Eee kiminle gezip dolaşacaksın yahu?
Bir tane arkadaşın kalmayacak...
Kalsa da muhtemelen onlarla takılacağın tek yer hastane odası falan!
"Çıtırlarla" gezip dolaşsan, "bedenin" uysa "kafan" uymayacak!
Nesil zaten gitgide öyle bir değişiyor ki, bir önceki kuşakla bile pek anlaşamıyoruz...
100 yaşındayken kiminle kafan uyar meçhul!
100 yıl yaşamak bana sadece yalnızlığı çağrıştırıyor...
Hüzünlü bir yalnızlık...
Herkes gitmiş...
Hem de Sertab'ın gitmemek için ayak dirediği bir yere...
Bir tek o kalmış...
Hayat değişmiş...
Dünya yaşlanmış...
Sertab "yalnızlık senfonisini" söylüyor...
***
Evet gelelim Karatay'ın açıklamasına...
Karatay, "Ömür kısalması demek telomerlerin bozulması demek. Doğal ve yapay her türlü şekerden uzak durmak, kimyasallardan, GDO'lu gıdalardan, gazlı içeceklerden, sigaradan uzak durmak telomerlerin zarar görmesini engelliyor ve ömrü uzatıyor. Dengeli beslenmek ömrü uzatır, telomer haplarıyla ömür uzatmak hikaye" demiş...
***
Bu sözlerin doğruluğunu kim inkar edebilir?
"Modern hayat" diye diye yediğimiz, içtiğimiz ile kendimizi zehirledik...
Haaa tabii kahvenin, çayın, yemeğin yanındaki sigara keyfimizden de vazgeçmedik...
Ve geldiğimiz dönemde çareyi nerede bulduk?
Hapı yutmakta!
***
Karatay'ın da dediği gibi, sağlıklı yaşamın yolu belli:
Vücuduna her gün bomba atar gibi abuk sabuk yiyecekler atmayı bırakıp, spor yapacağız... Haa bir de başarabilirsek stresten uzak duracağız ki, onun formülünü biri söylese başıma taç yapacağım taç!
Karatay hocam! Yok mu yiyince hooop diye stresten kurtaracak bir besin!
Bak kereviz, pırasa, lahana de, ona bile razıyım!
Yeter ki yiyelim ve kurtulalım!
Bakın artık o kadar da sizin tarafınıza geçtim...
Yapın bir güzellikte söyleyin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.