Bir haftalık Antalya macerasının ardından İzmir'e döndüm... 54. Uluslararası Antalya Film Festivali'ni sizlerle paylaşmıştım, şimdi gelelim o bir haftanın "sinema" harici bölümüne... Vallahi özetle ben memleketimi özledim...
Tamam denizse deniz... Güneşse güneş... Antalya çok güzel...
Ama hep bir şeyler eksikti!
Ne zaman şehir ya da yurt dışına çıksam hep aynı duyguyu yaşıyorum... Eksiklik!
Hani sosyal medyada, İzmirlilerin başka şehirlerdeyken hiçbir şeyi tam olarak beğenmeyip, hep İzmir ile kıyasladığını anlatan yazılar, videolar var ya...
O şehrin; Yemekleri... Kızları...
Erkekleri... Sokakları... Mekanlarına kusur bulan İzmirlilerin, "Şimdi İzmir'de olmak vardı... Ama elbette bir gün geri döneceğim" sözüyle tamamlanır o yazılar... Niye böyleyiz biz bilmiyorum...Önümüze şahane yemekler geliyor... Güzel mekanlarda gezdiriliyoruz...
Bir de misafiriz diye el üstünde tutuluyoruz... Amaaa...
Biz ne arıyoruz İzmir sınırlarından çıkınca? Boyoz! Hayır, bir de üstüne üstlük millet bizimle dalga geçiyor... "İzmirliler boyoz diye bir şey yediklerini sanıyorlar ama hepsi yerken yere dökülüyor" diye! Yahu vallahi o bir haftada boyozu fena özledim! Ne yapayım! Bunu bir tek İzmirliler anlar... Geri kalanlar, "Alt tarafı börek gibi bir şey.
Neyine bu kadar hasret çekiyorsunuz" diyecekler eminim...
Ama sanırım özlediğimiz boyoz değil İzmir! Çünkü boyoz varsa memlekettesindir!
EİNSTEİN MUTLULUĞU ÇÖZMÜŞ, KADINLARI DEĞİL!
Ünlü bilim adamı Albert Einstein'ın üzerine 'mutluluğun formülleri'ni yazdığı iki adet not, Kudüs'teki bir müzayedede 1.56 milyon dolara satıldı... Einstein, notlardan birine, "Amaç varsa, ona giden bir yol vardır" yazmış...
İnsanı "hayal kırıklığı" yaşadığı anda dahi motive eden bir söz değil mi? Peki mutluluk formülünü bile yazan Einstein, evliliğinde nasıl bir formül bulmuş?
Einstein, eşi Mileva'yla boşanmanın eşiğindeyken, çocuklarının hatırına ilişkiyi sürdürebileceğini ama istediği sözleşmeyi imzalaması gerektiğini söylemiş... Sözleşmedeki birkaç madde şöyle: "Evde seninle oturmamı, seninle dışarıya ya da seyahate çıkmamı istemeyeceksin.
Benden fiziksel yakınlık beklemeyecek, bana hiçbir şekilde sitem etmeyeceksin.
İstediğim anda benimle konuşmayı keseceksin. İstediğim anda yatak odam ya da çalışma odamdan şikayet etmeden ayrılacaksın." Mileva sözleşmeyi imzaladıktan birkaç ay sonra çocuklarını alıp, Einstein'ı terk etmiş. 5 yıl ayrı yaşayıp boşanmışlar...
Albert, o IQ ile "fiziği" çözmüş ama kadınların "istenmediği" bir yerde "fiziken" kalmayacağını çözememiş!
"Aşık" bir kadın, sevilmediğini anlayınca gider! Eğer her şeye rağmen kalıyorsa sevmiyordur!