Artık devir değişti...
Çelik ile birlikte bütün eğitim camiası da değişti!
Ama bizim bazı öğretmenlerimiz, 1920 model araba gibi kaldı...
Hala ellerinden gelse çocukları falakaya falan yatıracaklar...
Şöyleee yaradana sığınıp iki tane çakacaklar ama işte yapamıyorlar!
Bazılarının elinden sadece, gözlerinin üzerine kitap ile vurmak gerekiyor!
***
Valla ilginç...
Adam, içimdeki bilgileri öğretmekle yükümlü olduğu kitabı, "şiddet aletine" dönüştürüp, ilkokul 1'inci sınıf öğrencisinin yüzüne vurmuş, dört dikiş atılmasına neden olmuştu...
İstanbul Esenyurt Dr. İlhami Faydagör İlkokulu'ndaki bu "sözde" öğretmen Nadir D, yapılan şikayet üzerine dün hakim karşısına çıktı...
***
Öğretmen ve davaya bakan hakim arasındaki diyalogun üzerinde uzun uzun düşünmek gerek...
1,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Nadir D, "Sınıfta kitapla dolaşıyordum.
Bir ara kitap çocuğun gözüne değmiş" dedi.
Hopppaaa!
Yahu, 5 yaşından beri kitap okuyorum...
Ben bu okuma-yazma işine biraz erken başladım...
Üstüne üstlük kitap yazdım!
Kitapların, kendi kendine hareket edenine hiç rastlamadım yahu!
Benimkiler öyle kuzu kuzu kitaplıkta bekliyor...
Ne bileyim, gece sehpanın üzerine bıraktıysam, sabah aynı yerde duruyor...
Hiç, "Gideyim de kitaplıktaki arkadaşlarımla takılayım" diyeni çıkmadı!
***
Hocam yaa!
Siz bu "canlı", "özgür düşünceye" ve "hareket kabiliyetine" sahip kitapları tam olarak nereden alıyorsunuz?
Çok iyimiş sizinkiler!
Yalnız bunlar da "roman", "öykü" gibi kendi içlerinde kategorilere ayrılıyorsa, bir dahaki sefere "içine şiddet kaçmış" kitaplardan almayın!
Bakın, gidip öğrencinizin yüzüne 4 dikiş atılmasına sebep oldu, gaddar kitap!
***
Neyse...
Öğretmenimiz, savunmasını, "Zaten çocuklar da hareketliydi" diye sürdürünce, davaya bakan hakimden okkalı bir karşılık almış!
Hakim Vijdane Bayram, "Tabii ki hareketli olacaklar. Öğretmenseniz onlara da katlanacaksınız. Ben de bir saattir insanları dinliyorum. Yoksa bu işi yapmayacağız" dedi...
***
Valla süper cevap...
Aynen öyle...
Çocuk sesi, gürültüsü, yaramazlığına katlanamayacaksan neden öğretmen oldun hocam sen?
Üstelik de ilkokul öğretmenisin...
Saksı çiçeği değil ki bunlar, diktiğin yerde mum gibi beklesin...
Elbette konuşacaklar...
Zaten bırakın konuşsunlar...
Eskidendi o...
"Sen sus, büyüklerin konuşuyor" saçmalığı...
Konuşmayı...
Düşünmeyi...
Kendini anlatmayı öğrensinler...
***
Bak hocam!
Şimdi bir hata yapmışsın...
Hatta, bu hatan, yasalar karşısında suç...
Bari özür dile...
Karşındaki insanların zekasıyla dalga geçen bir savunma yapma...
Neden biliyor musun?
Sonra senin zekanla dalga geçerler...
Bak, "Öğretmen olmuş ama, yaptığı savunmanın gerçek dışılığını, hatta ve hatta saçmalığını fark edebilecek muhakeme yeteneğine bile sahip değil. Bu adama, memlekette nasıl öğretmenlik yaptırıyorlar" derler...
Aman hocam...
Yapma etme...
Bir kendine gel!