Nil Kuyumcu

Dayakçı hocam... Kendini Hürrem mi sandın!

Hayırdım hocam!
Sana diyorum, Samsunlu dayakçı Hocam! Hayırdır?
Medeni halin nedir bilmiyorum, o nedenle şöyle sorayım:
Sevgilinden mi ayrıldın; kocan eve çiçek yerine maydanoz alıp mı geldi?
Hangisi?
Yemeğin altını mı yaktın?
Yolda yürürken ilk aşkını gördün de selam vermeden mi geçti?
Kuaförün röfleni mi tutturamadı?
Sevdiğin delikanlı, sana "abla" mı dedi, nedir?

***

Ne oldu hocam?
Gece üst kattaki komşular çok ses çıkardı da uyuyamadın mı?
Tuttuğun takım, küme mi düştü?
Bu pazartesi de diyete başlayamadın mı?
Portakallı selülitlerle savaşı mı kaybettin?
İndirimde beğendiğin eteğin bedeni mi kalmamış?
Eyvahlar olsun, tırnağın mı kırıldı hocam!
Hocam yoksa sen, hiç kimseden çekmedin mi, nasırından çektiğin kadar!
Topuklu ayakkabın nasırına vurunca, sen de Yaradan'a sığınıp öğrencine mi vurdun?

***

Ne iş hocam?
Sen, nasıl bir ruh halindeydin öyle?
Bir erkek öğrencini; üstelik 9'uncu sınıfa giden bir delikanlıyı, sınıfın ortasında önünde diz çöktürüp dövmüşsün...
Sen şu Hürrem'in tekrar bölümlerini mi izliyorsun hocam?
Senin Sultan Süleyman tam olarak kim!
Senin "hasbahçe" Samsun'un neresinde, Valide Sultan kimlerden?
Hayret, "ağaları" çağırıp, çocuğun tiz kellesini vurdurmamışsın!
Onun yerine, önünde diz çökmüşken tokatlayıp, ayağa kaldırmak için saçından çekip, suratını hizalaya hizalaya tokatlamaya devam etmişsin...

***

Hocam, ortalık toz duman...
Diğer öğrencilerinden biri, senin bu dayak anını kameraya çekmiş...
Bir anda sosyal medya fenomeni oldun!..
Hiç aklına gelir miydi yahu, bir gün ünlü olacağın!
Hayat işte!
Sen şimdi neler olacak diye merak ediyorsundur...
Hiç zahmet edip, müneccimbaşına falan gitme!
Ben sana olacakları ve başına gelecekleri söyleyeyim...
Soruşturma açıldı ve görevden uzaklaştırıldın ama bununla kalmayacak...
Sana üç vakte kadar sağlam bir ceza gözüküyor...

***

Ya hocam!
Bir şey soracağım...
O görüntüleri izlerken utandın mı?
Hani biz böyle, Gülşen'in şarkısı misali, "Bangır bangır" yazıyoruz ya, "Kadına, çocuğa şiddete hayır" diye...
Sen şimdi, üstelik bir kadın olarak, bir erkek öğrencine şiddet uyguladığın, böylesine orantısız bir güç kullandığın için utanıyor musun?
O çocuk belki de senin yüzünden şiddet yanlısı olacak, karşısına "otorite" olarak çıkan her kadından nefret edecek, senin "intikamını" başka kadınları tokatlayarak alacak...
Abartıyor muyum sence?
Yok be olur mu, öğretmensin sen, bilirsin bu işleri...
Psikoloji, öyle saksıda yetiştirilip, beyine tohum olarak ekilmiyor...
Eğer doğuştan manyak değilsen, yaşadığın travmaların sonucunda "psikopat" olabiliyorsun...

***

Hocam!
Neyse, biz senin yerine utandık!
Valla...
Sende de bir gram utanma duygusu varsa, arkadaşlarının önünde tokatlayıp, onurunu kırdığın o çocuğu aynı sınıfın önüne götür, bu kez sen onun önünde diz çök ve özür dile!
Çok mu zor geldi yapmak?
Onur kırıcı mı?
O zaman, önünde diz çöktüğün biri tarafından tokatlandığın hayalini kur bakalım, hangisi daha kötü...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.