Kaç paraya evlenirsin!
Hep bu Türkan Şoray ile Kadir İnanır'ın yüzünden!
"Selvi Boylum, Al Yazmalım" filminde oynayıp, "Sevgi neydi? Emekti..." diye kazıdılar beynimize...
Hadi buyur, emek harcamayanı sev sevebilirsen!
Tabii bu durum, filmin müptelaları için geçerli sanırım, çünkü Yeşilçam'ın büyülü dünyası yerine "sanal dünyayı" tercih edenler, acınacak duruma düşüyor!
***
Vallahi, dağlara, taşlara vurup, "Evlerden uzak a dostlar" diyerek konumuza devam edelim...
Efendim İzmirli bir genç kadın, internetten Gaziantepli bir abimizle tanışıyor...
Adam diyor ki, "Evlenmek istiyorum." Kadıncağız da "Aman pek tatlısın minnoş! Gaziantep'teki kızların suyu mu çıktı? Neden sanal alemde gezinip kendine birini arıyorsun" demiyor ve kanıyor bu yalana...
Atlıyor Gaziantep'e gidiyor...
İzmir-Gaziantep hattındaki sanal aşk 1 yıl sürüyor...
Peki bu 1 yılda ne oluyor?
***
Sanal Romeo'nun aşk besteleri yapması gerek değil mi?
Ne de olsa evlenecek kız (!) arayan biri bu, romantik prens!
Ama bunun yerine hayli varlıklı olan İzmirli kadına, evini sattırıyor, "Para yolla sana araba alacağım" diyor.
"Çiftlik kuruyorum, para ver" diyor...
Diyor...
Diyor...
Diyor...
Sonuç: Kadıncağızdan toplamda yaklaşık 800 bin TL koparıyor!
Bu arada sanal prensin evli olduğu da ortaya çıkıyor...
Harcadığı paranın sadece 450 bin TL'sinin faturasını ispatlayabilen kadın, "Evlilik vaadiyle dolandırıldım" diyerek, "sanal sevgilisi"ne dava açıyor!
***
Ey kadınlar...
Ey şu kadın avcılarının tuzağına düşenler...
Toplumun da üzerinize kara bir bulut gibi çöktüğü "Evlen de evlen, evlen de evlen" baskısıyla, "Armutun sapı, üzümün çöpü" dönemlerini bir kenara bırakıp, "Amaaan koca olsun, çamurdan olsun" diyenler...
Sahiden seven bir erkek, (hastalık/acil durum vs gibi hayati bir sebep olmadan) sizden para mara istemez!
Hiç fark etmez yıl 2018 olmuş falan...
"Sanal" değil, "gerçek" olan erkekler, yüzyıllardır süren bir genetik mirası taşıyor!
Onlar, "babalarından" gördükleri bir rol modeli uyguluyor...
O erkekler ki; kuracağı bir iş, alacağı bir ev/araba için sizden para isteyeceğine, gidip pazarda limon satmayı tercih eder!
Ve bunu size çaktırmadan yapar!
***
Demem o ki;
"Biz polisiz, savcıyız. Hesabınız teröristlerin eline geçti, hemen evdeki altınlarınızı, paralarınızı getirin" diye kandıranlar misali, "aşk tuzağı" kuranlara önce gönlünüzü, sonra paralarınızı kaptırmayın!
Sanal alem pek çok kişiye gerçekleri unutturdu...
En çok da neyi unutturdu biliyor musunuz?
Sevmeyi ve sevilmeyi...
Artık insanlar, "2 defa like" eden kişinin aşkından öldüğünü sanıyor!
Sevmek, "bir düğmeye" basmak kadar "basit" olsaydı, bu dünyada "Leyla ile Mecnun", "Romeo ile Juliet" hikayeleri yazılmazdı değil mi?
Belki, sanal alemi bırakıp, biraz kitaplara geri dönmek gerekiyor...
Aşk tuzaklarına düşmemenin sırrını, satır aralarında okumak için!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.