Aşk, güç ve iktidar: Mahpeyker
Gerek konusu, gerek prodüksiyonu ve gerekse oyuncu performanslarıyla nihayet bizimde birinci sınıf bir tarihi filmimiz oldu. " Mahpeyker "Osmanlı İmparatorluğu'nun gücüne yaraşan valide sultan imgelerinin en çarpıcı karakteri olan "Kösem Sultan"ın kaçınılmaz dönüşümünün hikayesi anlatılıyor.
Filmin konusu kısaca şöyle: Tesadüfen Sultan 1. Ahmet'le karşılaşan Emine, sarayın muhalefetine rağmen I. Ahmet'in vazgeçmemesi neticesinde nikahlanır ve Mahpeyker adını alır. Padişahın büyükannesi Safiye ve annesi Handan Sultan bu evlilikten dolayı hoşnutsuzdurlar. Mahpeyker haremin iki güçlü kadının emriyle hırpalanıp, ezilmeye başlanır.
KADIN SALTANATI
"Mahpeyker" Osmanlı tarihi üzerine yazılmış kaynaklarda genellikle "kötü" olarak yansıtılan bir karakter. Zamanla daha çok "Kösem Sultan" olarak anılan Mahpeyker. tarihçilerin "Kadınların Saltanatı" diye niteledikleri dönemdeki en önemli kadın şahsiyetlerden bir tanesidir aslında. Topkapı Saray'ında elde ettiği etkin konumu korumak uğruna suikast, darbe planlamak da dahil bir dizi entrikanın baş kahramanı olduğu da inkar edilemez kuşkusuz. Ama onu Osmanlı tarihinin en kudretli kadını haline getiren vasfın bu olduğunu düşünmek de haksızlık olur doğrusu. Çünkü sarayda yaptıklarına karşın fakir halkı gözetme konusunda da üstüne kimse gelmemiştir. Bu nedenledir ki ölümünde halk uzun süre yas tutmuştur.
Mahpeyker filmi böylesine önemli bir tarihi kişiliği başarıyla beyazperdeye yansıtıyor. Osmanlı'yı erkek karakterler üzerinden, kahramanlıklar, fetihler, zaferlerle anlatmaya "Kösem " gibi muhalefet edip, 17. yüzyıl İstanbul'una damgasını vurmuş bir hanım sultan ile anlatıyor. Filmde saray entrikaları, taht kavgaları anlatılırken asıl Mahpeyker'in adım adım "Kösem"e dönüşmesi ve iktidara yürümesi filme damgasını vuruyor. Film padişahı da belki de ilk kez insani yönleriyle anlatmayı deniyor. Mesela Sultan Ahmet "Mahpeyker" in gönlünü kazanmak için şiir ezberliyor. Hazır oluncaya kadar eşine el sürmüyor. Adını verdiği cami yapılırken tanrıya daha yakın olmak için "çile" dolduruyor. "Mahpeyker" gerek Kösem'i gerek Sultan Ahmet'i kişiliklerini klişeleri kırarak seyirciyle buluşturuyor.
Başta da yazdığım gibi "Mahpeyker"in prodüksiyonu birinci sınıf. Dekor, kostüm ve oyunculuklar muhteşem. Selda Alkor, kendi kuşağı içinde "Mahpeyker" olmaya en çok yakışan oyuncu. Ekonomik bir oyunculukla nasıl büyük olunacağını dosta, düşmana gösteriyor Alkor. Genç oyuncu "Gökhan Mumcu ise "I. Ahmet" te fazlasıyla inandırıcı. Mumcu sinemamız için ciddi bir kazanç. Ayrıca "Selda Özer", "Damla Sönmez" rollerinde çok iyiler. "Avni Özgürel"in senaryosu, "Tarkan Özel"in yönetmenliği ise kıskandıracak güzellikte bir tarihi buluşma. Darısı (tarihi) yeni projelere. "Mahpeyker"e emek veren herkesi tebrik ederim.
İyi seyirler.
Ayla: Tek Beden İki Hayat
Ayla, Münih'te ailesinden tamamen kopuk, ikili bir hayat sürmektedir. Gündüzleri çocuk yuvasında çalışıp, geceleri de bir gece kulübünde vestiyerlik yapar. Zaman içinde tanıştığı ince ruhlu bir fotoğrafçı olan Ayhan'a aşık olur. Ayla bu sırada eşinden ayrılmasına kesinlikle karşı olan tutucu ailesinden saklanmak zorunda kalan Hatice Ayla'ya sığınır. Ayla bir tesadüf sonucu, Ayhan'ın, Hatice'nin çok korktuğu ağabeyi olduğunu öğrenir ve büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Almanya'da yaşayan Su Turhan'ın yönettiği "Ayla" ilgiyi fazlasıyla hak eden bir yapım. Kaçırmayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.