Koşulsuz özgürlüğün bedeli
Derin mevzulara dalmadan önce hemen filmin özetini yapayım: New York'ta yaşayan Brandon başarılı ve karizmatik bir adamdır. Her şeye sahip gibi görünen Brandon, esasında bir seks bağımlısıdır. Bunun için bazen para karşılığında bazen de kendi başına tatmin olmaktadır. Kendine ait bu dünyada kimseye yer yoktur. Bir gün Brandon'ın yanına kız kardeşi Sissy gelir. Ağabeyinin aksine Sissy sürekli hayatında birisine ihtiyaç duymaktadır. Çocukluğunda yaşadıkları bir travma Brandon gibi onu etkilese de bıraktığı hasar daha büyük olmuştur.
BEDENİNİZ KİMİN
Steve McQueen'in 'beden' ile imtihanı devam ediyor. İrlanda Kurtuluş Ordusu liderlerinden Boby Sand'ın hayatını anlattığı ilk filmi 'Açlık'ta; bedenin kişiye ait olduğu ve gerekirse bir silaha dönüşebileceğini öne sürüyordu. McQueen, ikinci filmi 'Utanç'ta da aynı tartışmayı yeniden gündeme getiriyor. Ama bu kez bambaşka bir dünya, kapitalizmin başkenti New York'ta. Yani Kuzey İrlanda'daki hapishanenin tam tersi bir yerde.
TÜKETTİĞİN KADAR
Filmin kahramanı Brandon, tüketim çılgınlığının içinde kaybolmuş biri. Koşulsuz bir özgürlük ortamı içerisinde. Fakat farkında olmadan kendisine bir hapishane yaratmış. Bu hapishanenin adı: seks bağımlılığı. Brandon satın almadığı, karşılığını ödemediği hiçbir şeyden haz alamıyor. Bundan dolayı da 'nakit' gücünü kullanmadan kimseyle ilişki kuramıyor. Çünkü nakit yoksa iktidar da yok. Mesela iş arkadaşı Marianne ile yaşadığı ilişkide yatakta başarılı olamıyor. Çünkü hisler işin içine girince, Brandon kaçtığı güçsüzlüğü ile yüzleşmek durumunda kalıyor. Ancak Marianne'nın ardından çağırdığı fahişe ona iktidar sahibi olduğunu hissettiriyor.
Kaybedenler kulübünün bir diğer üyesi ise Brandon'ın kızkardeşi Sissy. Tüketim toplumunun bir parçası olmayı becerememiş birisi bu genç kadın. Ne düzenle, ne de erkeklerle ilişki kurmada başarılı olabiliyor. Birbirlerinden başka kimseleri olmayan iki kardeşin iletişimleri de aslında arızalı.
Yıllar önce 'Pariste Son Tango' filminin (Bertolucci' nin başyapıtı) yarattığı etkiyi bırakıyor 'Utanç'. Gittikçe yabancılaşan bir toplumda 'seks' tek haz ve iletişim noktası. Yalın bir sinema diliyle kapitalizmin bireylerde yarattığı travmayı bir tokat gibi yüzümüze vuran Steve McQueen, tüketim toplumunda 'bedenin' nasıl metalaştığının altını bir kez daha çiziyor.
BAŞARILI İŞBİRLİĞİ
Steve McQueen ve oyuncu Michael Fassbender işbirliği 'Utanç'ta başarıyla devam ediyor. Geçen yıl 'X-Men: Birinci Sınıf', 'Jane Eyre' ve 'Tehlikeli İlişki' filmlerinde izlediğimiz Fassbender 'Utanç'ta unutulmaz bir performans gösteriyor. Ve son yılların çıkış yapan ismi Carey Mulligan, 'Sissy'de ağzımıza bir parmak bal çalıp kayboluyor. Keşke rolü daha uzun olsaydı. 'Utanç' yılın en iyilerinden. Mevzu ilginizi çekerse, "Amerikan Sapığı"nı da okumanızı/seyretmenizi tavsiye ederim.
HAFTANIN FİLMİ
Hayalet Sürücü 2: İntikam Ateşi
Nicolas Cage'i Hayalet Sürücü Johnny Blaze rolünde seyredeceğimiz devam filminde bu sefer Blaze Doğu Avrupa'da, kendisini insan formuna sokmaya çalışan şeytan ile mücadele ediyor. Çekimleri ülkemizde Kapadokya ve Pamukkale'nin yanı sıra Romanya'nın Transilvanya bölgesi, Sibiu, Bükreş ve Gorj gibi kentlerinde gerçekleştirilen filmi meraklıları kaçırmasın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.