Kuşkusuz 1980'lerin en önemli siyasi figürlerinden birisiydi Margaret Thatcher. Aynı dönemin siyasetçileri "Reagen" ve "Gorbaçov" ile birlikte o günün politikalarına yön vermiş ve bugünkü dünya düzeninin de temelleri atmışlardı. Sovyetler Birliği'nin taktığı "Demir Leydi" lakabıyla anılan Thatcher'ın hayatı şimdi aynı isimle sinemaya aktarıldı. Yaşayan efsane Merly Streep'in başrolünü oynadığı filmde ünlü oyuncu olağanüstü performansıyla üçüncü Oscar'ını kucaklayacak gibi gözüküyor.
Bugünden geriye dönüşlerle daha çok Thatcher'ın politikadaki yükseliş öyküsüne odaklanan filmin konusu kısaca şöyle: Artık yaşlı bir kadın olan Margaret Thatcher alışveriş yapmak üzere bir markete girer. Gazete manşetlerinde gördüğü bir bombalama olayı onu geçmişe götürür. Evine vardığı zaman ise onu kocası Denis Thatcher beklemektedir. Kısa süre sonrasında Margaret'ın eşinin öldüğünü, onunda ara ara geçmişe gidip hayaller gördüğü ortaya çıkar. Kafasındaki kocasının hayaletinden kurtulması için onun eşyalarını bağışlaması istenmiştir. Ancak Margaret bunu ertelemektedir. Zaman zaman yaşadığı geçmişe dönüşler onu babasının bakkalında çalıştığı döneme, Muhafazakar Parti'de ilk seçimlerine, kocasıyla tanışmasından parti içinde yükseldiği anlara götürmektedir.
YALNIZ KADIN
İngiltere ve Avrupa'nın ilk kadın başbakanı olan Margaret Thatcher tam 11 yıl bu görevi sürdürdü. Madenci grevlerine karşı tutumu, halkçı siyasetten uzak duruşu, zenginleri daha da zenginleştirecek vergi sistemi uygulaması, Arjantin ile Falkland Adaları için savaşa girmesi, Avrupa Birliği'ne girip Euro'ya hayır demesiyle Thatcher tarihe geçti. Politikası ne olursa olsun Demir Leydi ülkesinde ve dünya siyasetinde derin izler bıraktı.
Erkek egemen bir dünyada gücü ve iktidarı eline geçiren Thatcher, kararlarına son derece bağlı ve sonuna kadar arkasında duran birisi. O inançları uğruna kimseyi dinlemeyip bildiğini okuyan ve hayatını neredeyse ülkesine adayan bir kadın. Filmdeki Thatcher portesi böyle. Araya giren gerçek görüntülerle o dönemde polisin olaylara nasıl yaklaştığı belgelerle gösteriliyor. Fakat burada bir eleştiri söz konusu değil. Politikasından bugün bile nefret edilen bir kadının yaşlı ve ev hali odak seçildiğinde onunla duygusal bağ kurmamak imkansız. Sonucunda da acaba bu film- içerik olarak-Thatcher'ı bir aklama çalışması mı diye düşünmekten kendiniz alamıyorsunuz. (Aynı soru yıllar önce çekilen "Queen" filminde de mevcuttu.)Filmle ilgili en kritik nokta bu bence.
OSCAR'A KOŞUYOR
Bu filmdeki en önemli koz ama aynı zamanda en önemli tehlike Merly Streep. Neden mi? Kuşkusuz Streep çok yetenekli bir oyuncu. Thatcher karakterini de adeta bir elbise gibi üzerine giymiş.Mimiğinden konuşmasına kadar ünlü politikacıyı başarıyla canlandırıyor. Hatta zaman zaman gerçekten O Merly'lin mi yoksa Margaret mi? diye düşünüyorsunuz. Filmde Streep'in varlığının tehlikesi ise şurada: Bu Thatcher'in biyografisi. Fakat Merly Streep o kadar başarılı ki zaman zaman oyunculuğuyla bu yaşam öyküsünün önüne geçiyor. Bir süre sonra sadece onu izlemeye başlıyorsunuz. Ama sonuçta Merly Streep Oscar dahil bütün ödülleri fazlasıyla hak ediyor.
"Mamma Mia" filminde bir araya gelen yönetmen Phylida Llyod ve Merly Streep işbirliği başarıyla burada da sürüyor. İkinci filmini çeken yönetmen Llyod sıkıcılığa düşmeden yıllarca hatırlanacak bir biyografi-filme imza atmış oluyor. Ayrıca, görüntü yönetimi, sanat tasarımı ve filmin dramaturjisi çok başarılı."Demir Leydi" sinemaseverleri fazlasıyla memnun edecek bir çalışma.İzlemenizi tavsiye ederim.
Haftanı Filmi
Artist
Sinema büyüsünün bütün dünyayı kasıp kavurduğu 1920'li yılların sonunda George Valentin Hollywood'daki en büyük starlardandır.Sinemaya sesin gelmesi ile Valentin'in hayatı alt üst olur. Kariyeri düşüşe geçen Valentin'in aksine Peppy Miller adlı güzel ve genç bir kadının oyuncu olarak yıldızı parlamaya başlar. Valentin ve Peppy'nin arasında alevlenen aşk, kariyerlerinin arasına giren derin uçurumla gölgelenir. Tam 10 dalda Oscar adayı olan bu filmi kaçırmayın.