Kapadokya dekorlu, aşk soslu bir komedi...

"Eyvah eyvah" BKM olmasaydı, kültür hayatımızın hali n'olurdu? Hemen söyleyeyim ne "Vizotele"ler olurdu ne de Oscar türküsü çığıran "Kelebeğin Rüyası". "Anadolu Ateşi", "Turcelli Geceler" gibi etkinlikler zaten bu köşeye dahil değil. Bu yıl da yaptı güzelliğini BKM. Art arda iki şahane eğlencelik filme imza attı. İlki malumunuz gişe rekortmeni "Düğün Dernek" diğeri de "Patron Mutlu Son İstiyor". Düğün Dernek olayını Ahmet Kural ve Murat Cemcir üstlenirken "Patron Mutlu Son İstiyor" da esas oğlan/komedyen ise Tolga Çevik! Yalnız bu film Yılmaz Erdoğan'dan torpilli. Oturup senaryoyu bir güzel kendisi kaleme almış.
Gelelim PMSİ'un konusuna: Senarist Sinan patronu tarafından, yazacağı senaryoya ilham vermesi için Kapadokya'ya gönderilir. Patron aşklı meşkli, mutlu sonla bitecek bir komedi arzu etmektedir. Sinan otelin sahibinin kızı Eylül'e daha ilk görüşte abayı yakar. Konu bulma sıkıntısı çeken Sinan kendi hayatını yazmaya karar verir. Fakat senaryoya gereken çatışma, Sinan'ı üzecek cinstendir. Çünkü Eylül bir dizide başrol oynayan yakışıklı Faruk ile evlenmek üzeredir. Üstelik Faruk daha önceden Sinan'ın en yakın arkadaşı olmasına rağmen kız arkadaşını çalmıştır. Bu gidişle bu hikaye acaba mutlu sonla bitebilecek midir?
ROMANTİK KOMEDİ
Memlekette birçok sosyal mesele varken Türk Sineması'nı nereye koşuyor? Üstelik bu filmin senaryosunu Yılmaz Erdoğan yazarsa. Erdoğan "Neşeli Günler" filminde küçük adamın büyük dramıyla hem güldürmüş hem de saadet zinciri gibi bir vakayı anlatmıştı. "Kelebeğin Rüyası" filminde de iki şairin acıklı hikayesiyle kalbimizi gittiği yere götürmüştü. Peki, yere göğe koyamadığımız Yılmaz Erdoğan "Patron Mutlu Son İstiyor" filminde ne anlatıyor? Peri bacaları dekorunda geçen bu romantik komedide ismi ne arıyor?
Aynı sorular "Tolga Çevik" için de geçerli. Çevik filmde sarsak, neşeli bir tip olan senarist Sinan'ı canlandırıyor. Bu haliyle hem filmin esas kızını hem de seyirciyi tavlamaya çalışıyor. Oyuncu olarak Tolga'nın elinde Sinan'ın düştüğü durumların yarattığı komediden başka bir şey olduğunu söylemek zor. Rolüne ne kadar asılırsa asılsın malzeme elverdiği kadar yeteneğini sergileyebiliyor.
Filmin esas kızını oynayan Ezgi Mola oynuyor. Mola'nın şansı komedilerden yana bir açıldı pir açıldı. Komedilerin vazgeçilmez ismi oldu. Şahan Gökbakar'dan sonra (Celal ile Ceren) şimdi de Tolga Çevik'le başrolü paylaştı. Ezgi sıradaki yeni komedyen kim? Şansın açık olsun... Bu başarıyı fazlasıyla hak ettin.

FAVORİM ATÇI ARİF
Filmin hikayesi (klişe bile olsa) yan karakterlerle zenginleşiyor. Bunların başında da Atçı Arif geliyor. Kalender bir karakteri olan Arif tecrübesiyle de Sinan'ın akıl hocası. Arif filmde en sevdiğim karakter. Erkan Can'ın yorumu için de söyleyeceğim sadece şu: Büyüksün Erkan Can büyük!
Bu bir Yılmaz Erdoğan işi olur da Ersin Korkut hiç olmaz mı. "Neşeli Günler"in en iyi keşiflerinden biri olan Korkut hakikaten sinema için büyük kazanç. Taksici Lokman'da yine çok iyi. Bence Yılmaz Erdoğan onun üzerine kuracağı bir senaryo yazmalı.
İşin içinde Yılmaz Erdoğan olunca bünyedeki beklenti yüksek oluyor. Yoksa "Patron Mutlu Son İstiyor" oyuncuklar, özenli sanat yönetimi, kartpostal güzelliğindeki görselliğiyle ilgiyi hak eden bir çalışma. Yerli bir popcorn istiyorsanız kaçırmayın.

Haftanın Filmi
Yunus Emre
Evrensel düşünce alanında kendine yer eden barış ve sevgi düşünceleri ekseninde "Yunus Emre"nin hayatını ele alan film, izleyiciyi aşk yolunda kendini arayan düşünür ünlü ile buluşturuyor. Filmin başrollerini Devrim Evin, Altan Gördüm, Altan Erkekli, Nilay Cafer ve Ahmet Mekin paylaşıyor. Yunus'u ve güzel fikirlerini hatırlamak için iyi bir fırsat.