Kurt puslu havayı sever misali; biz gazeteciler de böylesine bol malzemeli gündemi severiz.
Çatı aday açıklandığı andan itibaren gündemi tutabilene aşk olsun.
Dün, gün boyu yazımla ilgili pek çok telefon aldım. Arayanlar doğal olarak CHP'li idi.
Eskiden beri tanıdıklarım ve yeni tanıdıklarım ve hatta hiç tanımadıklarım da vardı aralarında.
Ve uzun zamandır ilk kez "benimle aynı düşündüklerini" gördüm.
Gerçi benim yazımı dikkatli okuyanlar, kendi görüşümle birlikte CHP kulislerini doğru okumaya ve aktarmaya çalıştığımı da gördüler zaten.
Neyse; asıl konumuza gelelim.
Benim gün boyu görüşmelerimden edindiğim izlenim; MHP ile birlikte 'Çatı Adayı' olarak sunulan Ekmeleddin İhsanoğlu isminin CHP tabanında ve tavanında deyim yerindeyse "büyük infiale" sebep olduğu.
İhsanoğlu'nun CHP üzerinde yarattığı etkileri isimlendirirken; hayal kırıklığı, kızgınlık, kırgınlık ve bilumum ifadeleri de ekleyebiliriz.
AK Parti'nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Başbakan Erdoğan'ın karşısına çıkartılacak ve hem de "muhalefetin ortak adayı" olarak sunulan ismin, muhafazakar yanının en belirgin özelliği olmasına gösterilecek tepkilerin en hafifi "sandığa gitmemek" olarak görülüyor.
Bunun ötesinde, partinin üyeleri, milletvekilleri ve hatta yöneticilerinin de aralarında bulunduğu isimlerden edindiğim izlenim; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İhsanoğlu isminin karşısında bir başka adayın çıkarılmasının "sürpriz sayılmayacağıdır."
Ve bir başka sürpriz sayılmayacak gelişme de; Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında parti içi bir hesaplaşmanın kaçınılmaz olduğudur.
Genel seçimlerdeki sonuçların hesabı sorulmadı, yerel seçimlerdeki sonuçların hesabı sorulmadı ama artık Ağustos seçiminin hesabı mutlaka sorulacak veya daha başka ifadeyle; "Genel Başkan'ın 'hesap vermesi' istenecektir" yaklaşımının çok kuvvetli olduğunu söylemeliyim.
Deniz Baykal ismi bu süreçte çok önemli.
Deniz Bey, açıkça yorum yapmak yerine, çok iyi bildiğim üslubuyla "hiçbir şey söylemiyor gibi yapıp aslında çok şey söylüyor."
Kılıçdaroğlu, 1 aylık aday belirleme sürecinde binde sıfırlarda oy alan partilerin, Demirel'in bile fikrini sordu ama, CHP'nin 20 yıl Genel Başkanlığını yapan Deniz Bey'in görüşünü almadı. Açıklanan Çatı Aday ile ilgili kendisini arayıp "üzüntü, öfke ve hayal kırıklıklarını" ileten partililere karşı "beklemelerini" söyleyen Baykal'ın "G gününü" beklediğini söylemeliyim.
CHP'deki olası hesaplaşmanın Baykalcılar, Sarıgülcüler, Kılıçdaroğlucular gibi adlandırmayla sınırlanması şu an itibarıyla artık doğru değil.
Başta söyledim; biz gazeteciler için bol malzemeli günler yaşıyoruz ve en az 6 ay daha yaşayacağız. Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı "Çatı Adayı" CHP'nin de çatısını zorlayacak.
Demedi demeyin...
