Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan iken "Dünya 5'ten büyüktür" demişti ve ortalık ayağa kalkmıştı. Mazlumu değil, zalimi kollayan uluslararası 'sözde' kuruluşların, kendi emelleri ve varlıkları adına yürüttükleri politikalara dikkat çeken en çarpıcı bu söz; sırf Tayyip Erdoğan söyledi diye eleştirilmişti. Dün, insan olan herkesi (dili, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun) yüreğinden vuran Suriyeli Aylan'ın Bodrum'da sahile vuran naaşının görüntüsü Erdoğan'ı bir kez daha haklı çıkardı. "Akdeniz'de boğulan sadece mülteciler değildir, insanlıktır" sözüne de mi karşı çıkıyorsunuz heyhat?
"İktidar olursak Türkiye'deki Suriyelileri sınır dışı edeceğiz" diyerek seçim meydanlarında oy toplayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na alkış tutanlar da vicdanlarını hatırladılar mı o tek kare fotoğrafla? Dün, Kılıçdaroğlu'na Suriyelileri sınır dışı edeceği için alkış tutanların, bugün Suriyeli minik Aylan'ın cansız naaşını paylaşıp Tayyip Erdoğan'a lanet okumalarının nasıl bir izahı olabilir? Minik Aylan'ın o masum bedeni rüyalarınıza girip sizi rahatsız etmiyor mu?
GÜVERCİN DEĞİL, KATİL SEVİCİ BUNLAR
Konu fotoğraftan açılınca, ağzımdan ve kalemimden kötü bir söz, kötü bir ifade çıkmasın diye kendimi çok zor tuttuğum bir kare fotoğraftan da söz etmek istiyorum. Bir gün önce, HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer'in, Tunceli'nin Nazımiye ilçesinde, güvenlik güçlerimizle girdiği çatışmada ölü ele geçirilen kadın teröristin cenazesine katılmakla kalmayıp, tabutunu taşıyan fotoğrafı görmüşsünüzdür. Sizin-bizim vergilerimizle maaş alan bu kadın vekilin savunduğu teröristler, dün 4 polisimizi daha şehit ettiler. Mardin'de PKK'lı teröristlerin yola döşediği patlayıcıyı, zırhlı polis aracı geçerken infilak ettirmeleriyle 1'i İlçe Emniyet Amiri olan 4 polisimiz daha şehit düştü. Şehit polisler, PKK'lı teröristlerin ateşe verdiği okul inşaatını söndürmeye giden itfaiye aracının güvenliğini sağlamak için oradaydılar. 7 Haziran seçimlerinde allayıp pullayarak sahte barış güvercini yerine koydukları bu 'sözde vekiller' yoluyla gelinen nokta ortada. Neyse ki; Başkale Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK'lı teröristin tabutunu taşıyan HDP'li kadın vekille ilgili "Terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan soruşturma başlattı. 1 Kasım seçimleri için sandığa giderken bu sahte güvercinlerin aslında birer şahin olduklarını anlamak için daha ne kadar şehit vermemiz gerekiyor?
HABERİN VAR MI Y-ARKADAŞ?
Koza grubu şirketlerine yapılan terör soruşturmasını, medya grubuna yapılmış gibi göstermek üzere birbiriyle yarışa geçti malum çevreler. Bunların başında da CHP'li vekiller geliyor. Bir heyet kurulmuş, 2 eski meslektaşımız (Bugünün CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu ve milletvekili Barış Yarkadaş) başına geçmiş bu heyetin ve var güçleriyle terör örgütüne finansal destek sağlandığıyla ilgili yürütülen operasyonu, medyaya yönelik gibi göstermeye çalışıyorlar. İstanbul milletvekili Yarkadaş'ın, önceki gün yaptığı açıklamada bir cümlesi dikkatimi çekti: "Kamu bankalarından belli yayınlara ilan verilirken Taraf, Yurt, Sözcü, Cumhuriyet'e verilmiyor." Eski bir meslektaşımız olduğu için 'iyi niyetle' söylediğini düşündüğüm bu konuda bir ekleme de ben yapmak isterim. "Henüz bilgisi olmadığını" düşünerek, İzmir'de son 2 yıldır, kendi partisinin Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da "tamamen kamu kaynağı olan Belediye'nin reklam bütçesinden" Yeni Asır'ı hariç tuttuğunu söyleyeyim. 26 Ağustos'ta 121. yaşını kutlayan sadece İzmir ve Ege'nin değil, Türkiye'nin en eski ve en köklü gazetesi olan Yeni Asır, son 2 yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kamu kaynağı olan reklam bütçesinin dışında tutuluyor. Bu konuda en küçük bir tereddüdü olursa, ben kendisine 'Bilgi Edinme Kanunu' aracılığıyla 'resmi rakamlar ve kaynaklardan' edinilen belgeleri de sunmaya hazırım. Hadi bakalım sevgili Barış Yarkadaş; kendi partinin bir belediye başkanının yaptığı bu etik dışı uygulamaya da karşı çıkacak, bir açıklama yapacak mısın?