DENSİZ MİSİN KANSIZ MI!
40 yıldır başımızın belası terörle mücadelede nihayet sona geldik. Sadece içerde değil, dışarda ve dışardan destekli tüm terör örgütlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletiyle son çırpınışları olduğu artık her halinden belli olan alçak saldırıları bir bir püskürtülüyor. PKK'sından DAİŞ'e kadar tüm örgütler artık havlu atıyor. Güvenlik konusunda topyekün bu mücadele arasında muhalefet partileri kendi dertlerine düştü, iç meseleleri mahkemelik ve hatta yüksek yargılık oldu ama Meclis açık ve kendi gündemine hakim olarak çalışmalarına devam ediyor. Bu arada, iktidar partisi Genel Başkanını ve dolayısıyla Başbakan'ı değiştirmeye hazırlanıyor ama ne ekonomide ne de piyasalarda tek bir sıkıntı veya tedirginlik yaşanmıyor.
Ama;
Herşey bu kadar güzel değil maalesef. Demokrasimizin talihsizliği, Cumhuriyeti kuran parti olmakla övünen Ana muhalefet partisi, darbe anayasasından kurtulma yolundaki tüm çalışma ve çabalara sonuna kadar direniyor. Yetmiyor; Türkiye'ye artık dar gelen darbe anayasası ve sistemle ilgili her tür müzakereye kapalı olduğu gibi, bu yöndeki çabalara karşı kan dökmekten, iç savaş çıkarmaktan söz edip ne kadar demokratik olduğunu ispatlıyor!! Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı olarak kan dökmeyi işaret etmesi ne insanlıkla ne siyasi sorumlulukla asla bağdaşmıyor.
Bunun adına densizlikten başka bir şey denemez...
ERDOĞAN VE ÖTESİ
Özetle; hiçbir proje üretmeyen, üretemeyen, kendi iç meselelerini bile çözmekten aciz bir muhalefete rağmen, ana omurgası her daim sağlam ve ne yapacağını bilen güçlü ve doğal bir lidere sahip bir iktidar partisi ile Türkiye, demokrasi ve ilerleme yoluna devam ediyor. Yazının başından bu yana eğer bunca muhalefet boşluğuna ve Türkiye'nin içinden geçtiği zor döneme rağmen demokraside bir sıkıntı olmadıysa, sistem yürüyorsa bunun en büyük sebebi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır. Ancak; şunu da unutmamak gerekir ki; devleti yöneten her ne kadar kişiler ise de; bu bir sistem konusudur ve bugün aslolan bu sistemi sağlam hale getirmektir..
Demokrasinin olmazsa olmazı iktidar partisi kadar, güçlü bir muhalefettir aynı zamanda. Ama maalesef şu süreçte yaşanılanlar dağılmış ve çağın ve halkın tüm sorunlarından ve gündeminden uzak bir muhalefet görüntüsü pek de iç açıcı değil elbette. 2023 Türkiye'sini inşa yolunda darbe Anayasası ile eli-ayağı bağlanmış ve ilerlemeyi yavaşlatan sistemi değiştirerek önünü açmaya direnen herkes ve başta da her siyasetçi kaybetmeye mahkumdur. Her seçimde hala dersini almayan partiler ve siyasetçiler, bir sonraki seçimde artık baraj altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Siyasette 2 kere 2 her zaman 4 etmeyebilir belki ama zamana, gelişime, değişime direnen her zaman kaybetmiştir ve kaybetmeye mahkumdur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.