HAKİMİYET ASIL BUNDAN SONRA KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETTE
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Doğu Afrika gezisi bu ülkelerle hem ekonomik açıdan ilişkilerin güçlendirilmesi adına önemli hem de FETÖ ile mücadelede kritik karşılığı olan bir gezi.
Gezinin ilk durağı olan Tanzanya'nın başkenti Darüsselam'a daha önce 2 kez gitmiş bir kişi olarak; bu ülkede gördüklerim beni hayli şaşırtmıştı.
Pek çoklarının aksine ben Afrika'nın bu fakir ülkesindeki güzellikleri görmekten çok mutlu olmuştum. Tanzanya'da 2 yıl Büyükelçilik görevi yapan ve daha sonra sağlık sorunları sebebiyle Türkiye'ye dönen Büyükelçi Ali Davutoğlu ve eşi Sefire Yeşim Davutoğlu'nun yaptıklarına da bire bir tanıklık etmiştim. Büyükelçi Davutoğlu'nun 17-25 Aralık sürecinden önce FETÖ'cülerle bu ülkedeki mücadelesi ve karşılaştığı baskı daha dün gibi tanıklığımda. Sefire Yeşim hanımın da Afrikalı Albinolu çocukları kurtarmak adına yaptıkları; bütün Afrika ülkelerinde örnek alınmıştı. Tanzanya gezim sırasında tanıştığım bir başka kadın daha var ki; o da beni çok etkilemişti. Daha 30'larındaki genç bir kadın, Afrikalı işadamları ve devlet adamları ile öyle bir ilişki kurmuştu ki; tek başına geldiği Tanzanya'da başta maden işletmesi olmak üzere inşaat işleri de dahil yaptığı işlerle ve kurduğu ilişkilerle hem herkesin takdirini kazanmış hem de Türkiye'den pek çok yatırımcıyı Tanzanya'da yatırım yapmak için yüreklendirmişti. Bu genç kadını daha sonra 1 Kasım seçimlerinde AK Parti'nin Erzurum milletvekili olarak parlamentoda görünce çok sevindim. Çünkü; hem yaptığı işlerle bir kadın olarak harika bir rol-model olmuştu hem de genç yaşına rağmen 20 yılı aşkın süredir emek verdiği siyasette doğrudan hizmet verebileceği bir konuma gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden bu yana siyasetin içinde olan bu kadın AK Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, şu sıralar söylediği bir cümle ile haksız bir saldırıya uğruyor.
PRANGALARDAN KURTULACAĞIMIZIN RESMİDİR
Anayasa değişikliğinin zorlu sürecinin ardından kabulüyle birlikte Meclis Genel Kurulu'nda canlı olarak periskop üzerinden diyor ki;
"Anayasa değişikliğiyle yüz yıldan fazladır süren prangalardan kurtulacağız." Bu sözü üzerinden Ahmet Hakan'ın köşesinden çok haksız eleştirildi Zehra hanım.
Konu bambaşka bir yere, polemiğe çekilmeye çalışılmış. Peki; bırakın 100 yılı, son 50 yılda 5 büyük darbe yaşamadı mı bu millet? Başbakanlar, dışişleri bakanları asılmadı mı bu memlekette?
Hiçbir suçu olmayan gencecik insanlar asılmadı mı?
Yüzlerce, binlerce insan, insanlık dışı işkence görmedi mi?
Belli dönemlerde ama en çok da 28 Şubat döneminde bu ülkenin 293 milyar doları çalınmadı mı? Eğer bunlar olmasaydı bugün dünyanın en büyük ilk 10, hatta ilk 5 ekonomisinden biri olmamız işten bile değildi.
Yine bu prangalar olmasaydı Eğitimde, üretimde orta değil, en yüksek seviyede olmaz mıydık? Bütün bu olanlara NORMAL diyebilir miyiz?
Bütün bunlar PRANGA değil midir? Halkın doğrudan seçeceği yürütme ve yasama sayesinde, daha etkin, daha güçlü, daha istikrarlı bir yönetim ile bütün bu prangalardan daha kolay kurtulmayacak mıyız?
Hakimiyetin kayıtsız şartsız gerçek anlamda millette olacağı bir yönetim ile; artık siyaset dışı kim bu sisteme pranga takmaya cüret edebilecek?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.