• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Ayşegül'den incilere devam

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Eylül 2009, 16:41
Sevgili editörüm Hacer, dünkü Ayşegül Aldinç söyleşisini sayfaya sığdırmak için almış eline makası, kesmiş de kesmiş canım lafları...
E, benim de köşem var; kırılanları ben de buradan paylaşırım okurlarımla.
Ayşegül'den inciler bölümünü kırpılmamış haliyle yeniden yayınlıyorum. Diyor ki Ayşegül, "Bir erkek grubunun arasından geçmek kadın için de zordur." Ve şöyle devam ediyor: "Böyle durumlarda olabildiğince erkeklerin gözlerinin içine bakmaya çalışırım, tıpkı kediler-köpekler gibi. Tehdit unsuru olarak! Hayvanlara öyle bakarsan, tehdit olarak algılıyorlar. Mesela kedim, gözüne baktığımda gözlerini kaçırıyor benden. Benim gücümü kabullenmek istemiyor. Bakmazsam o benim gözümün içine bakıyor. Dolayısıyla kadınlara tavsiyem, erkek grubunun içinden geçtiklerinde gözlerinin içine bakmaları. Tehditkar olsunlar. Ama süreyi de uzatmasınlar! Yoksa 'teklif' olarak algılanır."

ERKEĞİ TANIMAK
O zaman da kadının başı belaya girer. Bir de gecelik ilişkiler sorunu var ki, kadınlar için sorun olan, o konuda da şunları söylüyor:
"En baskın karakter kadınlarda bile, bir erkeğin kolunun altına girme, bazen de bir erkeği kolunun altına alma gibi ihtiyaçlar söz konusu. Ve geçici ilişkilerle bir nevi bunu sağlamaya çalışan bir sürü kadın profili görüyorum ben. Gecelik ilişkiye giriyorlar ve geceyi geçirdikleri erkeklere ilişkiyi de sürdürmek istiyorlar. Oysa bir erkeği tanımak için upuzun bir eğim süreci gerekir, etüd etmen lazım. Yatarak anlayamazsın bir erkeğin sana uygun olup olmadığını. Hatta yatmak zaman kaybı bile olabilir. Zaten cinsel ilişki, özünde bir savaştır. Yengi ve yenilgi söz konusudur ve bugüne kadar hep kadınların yenildiği bir savaş olmuştur."

YENİ NESİL KADINLAR

Çekici ve aranılan bir kadın olarak, erkekler ve kadınlarla ilgili gözlemlerine devam ediyor.
"Yeni nesil kadınlar oldukça talepkar. Bir de çok takıntılılar. Böyle olunca rahatsız edici oluyorlar. Hatta başlaması arzu edilen bir ilişkide, giriş bölümünden gelişme bölümüne geçilmemesi, kadınların takıntılarından kaynaklanıyor. Aranıp aranmama durumu mesela. Eskiden arayan erkekti, şimdi aranmayı bekleyen erkek. Kadınlar her dakika aranmak istiyor. Veya her aradıklarında bulmak istiyorlar. Arada bir ilişki olmasa bile insan aradığını bulmak ister ama bunun da bir kuralı vardır. Sen beni aradığında geri dönmezsem, bir daha ararsın, üçüncüsünde düşünürsün. Takıntılı olursan sürekli aramaya başlıyorsun. Olmaz. Yapacak bir şey yok. Kapısına mı dayanacaksın? Dayanan kızlar var ama! Camı çerçeveyi indirip, nöbet tutuyorlar evin önünde. Israrcı olmamak lazım. Meraklandırmak her zaman iyidir. Sen onu merak ediyorsan, sen de onu meraklandır o zaman. Adam desin ki ben aramadım ama o da aramadı! İhale senin üzerinde kalmasın yani."

DOĞRU ERKEK
Gelelim doğru erkeği bulmaya. Kimi evinde oturup beklerken kimi çılgın arayışlar içinde.
"Önemli olan sana uygun adamı bulmak ama bunun için de her önüne gelenin koynuna girmeyeceksin! Erkek için de geçerli bu kural. Skor, aslında bir arayış. Tohumlarını saçma arzusu. Öbür taraftan da çaktırmadan birini arıyorlar. Bir sürü erkek arkadaşım, 'Bıktım artık bu hayattan, ben birine ait olmak istiyorum' diye yakınıyor. Kim sahici, kim bize uygun, anlayabiliriz yani.
Doğru erkeği yanlış yerlerde aramayacaksın. Nasreddin Hoca hesabı, karanlıkta kaybedip aydınlıkta aramayacaksın anahtarı. Barlarda olmaz. Gördüğüm kadarıyla herkeste bir çiftleşme arzusu var. Niye bu kadar in, kalabalık barlar? Karşılıklı bir arayış var. Ne oluyor ama? Bir gecelik çiftleşmeler. Üstelik içki, sağlıklı bir karar vermeni engelliyor. Cesaret verir ama içki burada kötülüklerin anası oluyor işte."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.