Herkes haklı ama!
Kışa girerken bu sorun daha çok yaşanıyor. Yollarda daha çok köpeklere rastlıyoruz. Cumartesi Şile'ye giderken özellikle orman ve köy yollarında çeteler halinde dolaşan köpeklere rastladım. İçlerinde Doberman gibi cins hayvanlar da vardı üstelik.
İnsanlar modaya uyup veya heveslenip köpek alıyorlar, bir süre baktıktan sonra ise sıkılıyorlar ona bakmaktan. Zor geliyor her gün dışarı çıkarmak, ilgilenmek, bakımlarını üstlenmek.
Apartmandan da sorun çıkaran oluyorsa hemen verecek bir yer arıyorlar. Bulunamayınca da çözüm ormana götürüp bırakmak. Ya da yazlıkta bırakıp bir daha yanına uğramamak.
YASADA VAR!
Ne yapsın hayvanlar, açlıktan insanların yaşadıkları evlerinin önünden ayrılmıyor, bir lokma ekmek verirler mi, çöplerden bir şey bulabilir miyim diye bakınıyorlar.
Her insan hayvan sevmiyor. Sevse de büyük ve aşısının olup olmadığını bilmediği köpeklerden korkuyor. Onlara göre tek çözüm bu hayvanların ortadan kalkması.
İyi de nasıl kalkacak? Vatandaş ve belediye işbirliği ile. Aslına bakarsanız hayvan dostları yıllardır yürüttükleri çalışmalar sayesinde Hayvanları Koruma Kanunu'nun çıkmasını sağladılar.
Ne diyor bu kanun?
Belediyeler, adı 'Geçici Bakımevi' olarak gecen, pratikte 'Rehabilitasyon Merkezi' veya 'Barınak' olarak adlandırılan, sahipsiz hayvanların rehabilite edildikleri ve bakıldıkları merkezleri oluşturmak zorunda.
Bunu sağlamak ve denetlemekle yükümlü olan kuruluşlar ise İl Çevre müdürlükleri ve İl Hayvan Koruma kurulları.
Biz vatandaşlara düşen görev de belediyelerden bunu talep etmek.
NESRİN ÇITIRIK
Bu konuyu bana Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO) Genel Sekreteri ve Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği (HAYTAP) sözcüsü sevgili Nesrin Çıtırık hatırlattı. Diyor ki gönderdiği mailde Nesrin Hanım: "Yasa çok açık bir şekilde belediyelerin merkezlerini hangi koşullarda kuracağını belirtmiş. STK'lar olarak bizim yapmamız gereken yasa maddelerinin uygulanmasını sağlamak, yani kanuna uygun geçici bakımevlerinin oluşturulması için baskı uygulamak. Bakımevlerinin de yasada belirtilen maddelere uygun olarak yapılması gerekli. Nasıl bir lokanta yasa gereği havalandırma bacası koymak zorundaysa ve 'Maddi durumum müsait değil, baca yaptıramam' demek gibi bir hakka sahip değilse, bir belediye de 'Bütçem uygun değil, merkez yapamam' deme hakkına sahip değildir."
Ve hayvan haklarını savunan dernekler olarak da harekete geçeceklerini söylüyor. Sorun hepimizin sorunu. Birileri keyif için hayvan besler, onları vahşi olmaları ve döğüşmeleri için eğitirken, kimileri de gerçek hayvansever olarak onların haklarını korumak için harekete geçiyorlar.
BİZ KORKUYORUZ
Kimse sokaklarda başıboş ve çeteler halinde gezen köpekler istemiyor. Hayvanseverler de hayvan sevmeyenler de. Ama insanlar gibi hayvanların da yaşam hakkını düşünmek zorundayız. O hayvanların sokaklara atılmasını, başıboş dolaşmalarını önlemek zorundayız.
Bizim de sitemizde sokak köpekleri var. Biri yukarı mahalleyi koruyor, biri aşağı mahalleyi. Ama zaman zaman aralarına başka arkadaşları karışıyor. Yemek verildiğini ve arkadaşlarının mutlu olduklarını görünce aralarına sızıyorlar bir şekilde. Sayıları çoğalınca insanlar tepki gösteriyor haklı olarak. Birinden korkmayanlar, üç-beş tane önlerine çıkınca korkuyorlar. Onlar da birlik olup saldırıyorlar gerçekten. Amaçları bulundukları yeri korumak, onlara yemek verenlere, "Bakın biz burayı koruyor, ekmeğimizi hak ediyoruz" demek. Aslında iyi niyetliler ama yaranamıyorlar.
Çözüm hayvanlarla ilgili derneklerde çalışanlara yardımcı olmak ve birlikte hareket ederek belediyelerin bu sorunları çözmesine yardımcı olmak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.