Kafeye giden kız
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni neyle suçlanıyor biliyor musunuz? İki genç kıza cinsel istismarda bulunmakla. Olay Çorum'da yaşanıyor. 16 yaşındaki E.Y. ile 15 yaşındaki E.G'ye cinsel istismarda bulunmak suçundan tutuklanan Ensar Vakfı Şube eski Başkanı ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Zekai İşler, 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkıyor.
Denilebilir ki, henüz kesinleşmiş bir şey yok, suçlanıyor, kızlar yalan söylüyor da olabilirler.
Pek olmuyor ama olabilir elbette. Ancak hakim karşısına çıkan öğretmen bakın kendini nasıl savunuyor: "E.Y. tacize uğradığını iddia ediyor ancak tacize uğrayan bir kız gibi davranmıyor. Şımarık tavırları var. Ben kendisini daha önceden iyi bir kız olarak bilirdim. Ancak daha sonradan kafelere giden kötü bir insan olduğunu, erkeklerle buluştuğunu öğrendim."
Bakar mısınız söylediklerine? Kendini böyle savunan öğretmen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni. Nasıl oluyormuş acaba tacize uğrayan kız davranışı diye merak ediyor insan.
BAŞTAN ÇIKMAK
Mahkeme başkanı da sinirlenmiş zaten sanığın bu sözlerine ve, "Kafeye giden insanlar, kötü insanlar mı? Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes kafeye gidebilir" diye itirazda bulunmuş.
Gördüğünüz gibi öyle bir anlayış hakim ki bizim insanlarımızda, erkekler hiçbir zaman suçlu olamıyor. İster küçük ister büyük olsun suçlu her zaman kadınlar. Yani yaşı 18'in altında olsa bile koskoca erkekleri başta çıkarabiliyorlar. Erkekler de zaten baştan çıkmaya o kadar hazırlar ki!
Yaşlarına başlarına bakmadan, konumlarını tartıp ölçmeden etkilenebiliyorlar. Böyle erkeklerin gözünde kafeye gitmek ve erkeklerle gezmek kötü bir şey.
Bu tür haberleri okuduğum zaman aklıma "Lilith" efsanesi geliyor.
Daha önce de yazmıştım, Lilith eski bir Yahudi efsanesine göre Adem'in ilk karısı. Adem'in her alanda söz sahibi olmasına direndiği için cennetten kovuluyor ve Adem için de Havva yaratılıyor. Kocasına bağımlı olsun diye erkeğin kaburgasından hem de!
AŞK VE NEFRET
Aslında Lilith, haklarını savunan, eşitlikçi ve özgür bir kadın. Var olan düzende kendisi için belirlenen rolü reddetme cesaretini gösterebilen, özgürlüğünü koruma adına cenneti bile terk etmeyi göze alabilen bir kadın hem de.
Bu yüzden de erkekleri çok korkutuyor ama aynı zamanda etkiliyor da.
Zaten Lilith'in lanetlenmesinin, dışlanmasının, suçlanmasının ardında yatan gerçek de; erkekleri büyüleyen, baştan çıkaran, peşinden sürükleyen ama onlara teslim olmayan güçlü kişiliği. Erkekler ona karşı koyamıyor ve özgürce yaşadığı cinselliğine dayanamıyorlar.
Bu yüzden varlığı tehlikeli ilan ediliyor ve her kötülüğün nedeni olarak gösteriliyor. Erkekler suçu ona atıp kendilerini temize çıkarıyorlar anlayacağınız.
Günümüzde de bu anlayış hala geçerli. Özellikle bizim gibi toplumlarda erkeklerin kadınlarla olan bu nefret ve aşk ilişkisi devam ediyor.
Çocuklara ahlak öğreten bir öğretmen bile küçücük bir kızları baştan çıkarıcı ve kötü olarak damgalanmaktan çekinmiyor.
Denilebilir ki, henüz kesinleşmiş bir şey yok, suçlanıyor, kızlar yalan söylüyor da olabilirler.
Pek olmuyor ama olabilir elbette. Ancak hakim karşısına çıkan öğretmen bakın kendini nasıl savunuyor: "E.Y. tacize uğradığını iddia ediyor ancak tacize uğrayan bir kız gibi davranmıyor. Şımarık tavırları var. Ben kendisini daha önceden iyi bir kız olarak bilirdim. Ancak daha sonradan kafelere giden kötü bir insan olduğunu, erkeklerle buluştuğunu öğrendim."
Bakar mısınız söylediklerine? Kendini böyle savunan öğretmen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni. Nasıl oluyormuş acaba tacize uğrayan kız davranışı diye merak ediyor insan.
BAŞTAN ÇIKMAK
Mahkeme başkanı da sinirlenmiş zaten sanığın bu sözlerine ve, "Kafeye giden insanlar, kötü insanlar mı? Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes kafeye gidebilir" diye itirazda bulunmuş.
Gördüğünüz gibi öyle bir anlayış hakim ki bizim insanlarımızda, erkekler hiçbir zaman suçlu olamıyor. İster küçük ister büyük olsun suçlu her zaman kadınlar. Yani yaşı 18'in altında olsa bile koskoca erkekleri başta çıkarabiliyorlar. Erkekler de zaten baştan çıkmaya o kadar hazırlar ki!
Yaşlarına başlarına bakmadan, konumlarını tartıp ölçmeden etkilenebiliyorlar. Böyle erkeklerin gözünde kafeye gitmek ve erkeklerle gezmek kötü bir şey.
Bu tür haberleri okuduğum zaman aklıma "Lilith" efsanesi geliyor.
Daha önce de yazmıştım, Lilith eski bir Yahudi efsanesine göre Adem'in ilk karısı. Adem'in her alanda söz sahibi olmasına direndiği için cennetten kovuluyor ve Adem için de Havva yaratılıyor. Kocasına bağımlı olsun diye erkeğin kaburgasından hem de!
AŞK VE NEFRET
Aslında Lilith, haklarını savunan, eşitlikçi ve özgür bir kadın. Var olan düzende kendisi için belirlenen rolü reddetme cesaretini gösterebilen, özgürlüğünü koruma adına cenneti bile terk etmeyi göze alabilen bir kadın hem de.
Bu yüzden de erkekleri çok korkutuyor ama aynı zamanda etkiliyor da.
Zaten Lilith'in lanetlenmesinin, dışlanmasının, suçlanmasının ardında yatan gerçek de; erkekleri büyüleyen, baştan çıkaran, peşinden sürükleyen ama onlara teslim olmayan güçlü kişiliği. Erkekler ona karşı koyamıyor ve özgürce yaşadığı cinselliğine dayanamıyorlar.
Bu yüzden varlığı tehlikeli ilan ediliyor ve her kötülüğün nedeni olarak gösteriliyor. Erkekler suçu ona atıp kendilerini temize çıkarıyorlar anlayacağınız.
Günümüzde de bu anlayış hala geçerli. Özellikle bizim gibi toplumlarda erkeklerin kadınlarla olan bu nefret ve aşk ilişkisi devam ediyor.
Çocuklara ahlak öğreten bir öğretmen bile küçücük bir kızları baştan çıkarıcı ve kötü olarak damgalanmaktan çekinmiyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.