Referandum sonuçlarından sonra yapılan anketlere göre en çok "Evet" oyunu verenlerin başında "ev kadınları" geliyor. Kadınların bir kısmı ailesinin etkisi altında kalarak "evet" oyu verdiklerini söylerken, büyük bir çoğunluk da Tayyip Erdoğan nedeniyle "evet" dediğini söylemiş.
Bir diğer sonuç da eğitim seviyesi yükseldikçe "hayır" oylarının arttığı. Yani eğitimli ve meslek sahibi kadınlar Başbakanın icraatlarından, kadına bakış açısından, yaklaşımından hoşlanmazken, eğitimsiz ve meslek sahibi olmayan kadınlar hayranlık duyuyor.
Eğitimli kadınların çoğu yaşam biçimlerine müdahale edildiği, özgürlüklerinin kısıtlandığını düşünürken, eğitimsiz kadınların çoğu bu müdahaleden memnun görünüyor. Niye? Kadınlar söz konusu olunca aklıma, bugüne kadar kadınlarla ilgili yazılmış en önemli ve kapsamlı araştırma kitabı "Kadın" geliyor. Simone de Beauvoir'in bu başyapıtından bazı cevaplar arıyorum.
KÖRÜ KÖRÜNE
Daha önce de alıntı yaptığım satırlar olabilir çünkü bu kitaplar benim başucu kitaplarım arasında yer alıyor. Diyor ki Beauvoir, araştırmanın 3. cildi olan "Bağımsızlığa Doğru"da.
. Jamses Frazer, "Erkekler tanrıları yaratır. Kadınlar bunlara tapar" der. Erkekler kendi yarattıkları putlar önünde tam bir inançla diz çökmezler, kadınlarsa yaşam yolunda o ulu heykellerden birine rastladılar mı, bunları hangi eli yarattığını düşünmeden, uslu uslu yere kapanırlar.
. Özellikle düzenin hakkın bir önderde canlanmasından hoşlanırlar. Baba, koca ya da sevgililer bunun belirsiz yansımalarından başka bir şey değildir. Bu ulu toteme gönderdikleri hayranlığın cinsel olduğunu söylemek biraz alaylı bir laf olur ancak şurası gerçektir ki, onlar bu put karşısında sorumluluklardan arınma ve diz çöküp tapma konusunda çocuksu düşü bütünüyle gerçekleştirmektedirler.
. Kadınların kahramanlara ve erkek dünyasındaki yasalara saygısı bilgisizlikleriyle etkisizliklerinden gelmektedir. Onlar bir yargı sonucu değil körü körüne inanarak kabul ederler.
HAK GÜÇLÜNÜN
. Bu inatçı saygı, çeşitli durumlara göre, iki çehreye bürünebilir. Kadın kimi zaman yasanın içeriğine, kimi zaman salt dış biçimine bağlanır. Kadın eğer yerleşik düzenden çıkar sağlayan azınlığın içindeyse bu düzenin sarsılmamasını ister ve bu konuda Nuh der, peygamber demez.
. Genellikle körü körüne inandığından, yasa olduğu için sayar yasayı. Yasa değişse bile saygınlığı değişmez. Kadınların gözünde hak güçlünündür. Çünkü erkeklere tanıdıkları haklar güçlerinden gelmektedir. Bunun için de bir toplum çözüldüğü zaman galiplerin ayaklarına ilk kapanan kadınlardır. Onlar genel olarak dünyayı olduğu gibi kabul ederler. Başlıca nitelikleri boyun eğişleridir.
. Çünkü kadın, dünyanın bütünüyle erkek dünyası olduğunu kabul eder. Erkekler kurmuştur bu dünyayı, onlar yönetmektedir ve bugün dünyanın efendisi onlardır.
. Kendisine gelince, o bu dünyadan sorumlu değildir. Onun bağımlı, ikinci derecede bir varlık olduğu kabul edilmiştir zaten. Şiddet dersleri almamış, topluluğun öbür ögelerinin karşısına hiçbir zaman özne olarak çıkmamıştır. Evine kapandığı için kendini edilgin bir varlık olarak hissetmektedir. Kadının kısmetinde söz dinlemek, saygı göstermek vardır.