Ünlü çocuk kitabı, Alice Harikalar Diyarında'yı okumuşsunuzdur. Okumadıysanız da konusunu biliyorsunuzdur mutlaka. Ablasıyla pikniğe çıkan Alice, sıkıntıdan patlarken, "Eyvah! Geç kaldım" diyerek koşuşturan ve sürekli saatine bakan beyaz bir tavşanı fark edip peşinden gitmeye başlar. Ve kendini bambaşka bir dünyada buluverir.
Çocuk kitabı olarak bilinse de aslında kitap, mantık ve matematik kavramlarının arka planda tartışıldığı bir eser. Yazarının her ne kadar Lewis Caroll takma ismini kullanmış olsa da Charles Lutwidge Dodgson aslında Britanyalı bir matematikçi olduğu söyleniyor.
Dikkatlice incelendiğinde matematik oyunlarıyla örüldüğü de ortaya çıkıyor. Mesela Alice gerçek hayatta olup olmadığını anlamak için çarpım tablosunu saymaya başlar bunu yaparken de yerdeki fayanslardan değişik kombinasyonlar yaratır.
FELSEFE VE MATEMATİK
Alice Harikalar Diyarı'nda isimli masalın ana karakterlerinden biri her daim onun karşısına çıkan ve mantığı temsil eden Cheshire Kedisi. Alice istediğinde ortaya çıkar ve genellikle Alice'i kızdıran konuşmalar yapar. Ama Cheshire Kedisi'nin tüm konuşmaları felsefi değer taşır ve Alice'in hayata bakışını zorlar.
Kitabın matematik, felsefi boyutunun yanı sıra psikolojik derinliği de var. Örneğin tavşan deliği, gizemi, bilinmeyeni temsil ediyor ve koşarak kaçan beyaz tavşan filmlere, başka kitaplara ve şarkılara ilham veriyor. Matrix filminde, filmin kahramanı Neo'nun beyaz tavşanı takip ederek kendini yepyeni bir dünyaya açılan kapıda bulması gibi. The Beatles'ın "Lucy In The Sky With Diamonds" parçasında, Nabakov'un birçok eserinde Alice'den izler olduğu söylenir.
Niye bu masaldan söz ettiğime gelince, geçtiğimiz pazar akşamı Moviemax'te Tim Burton'ın yönetmenliğini yaptığı filmi seyrettim. Mia Wasikowska'nın Alice'i canlandırdığı yapımda Johnny Depp şapkacıyı, Anne Hataway beyaz kraliçeyi, yönetmenin eşi olan Helena Bonham Carter da kırmızı kraliçeyi oynuyor.
Filmde Alice 17 yaşında ve sosyeteye tanıtım partisinde. Babası öldüğü için annesi ve ablası bir an önce evlenmesini istiyor. Ona sunulan tek seçenek evlilik anlayacağınız. Yoksa annesine yük olacak veya evde kalacak. Alice'in ise evlenmeye pek niyeti yok. Hem damat adayından hoşlanmıyor hem eniştesinin ablasına ihanet ettiğini gördüğü için evliliğe güveni sarsılmış hem de gelecek için henüz belirlemese de başka hayalleri var. Kısacası yazgısına boyun eğmek niyetinde değil.
HAYALLERİNİN PEŞİNDE
Damat adayı herkesin önünde diz çökerek evlenme teklifinde bulunur Alice'e. Onun aklı ise ablası, annesi ve kayınvalide adayıyla konuşurken sık sık karşısına çıkan tavşandır. Tavşan elbise giymiştir ve Alice'i yanına çağırmaktadır. Onun peşinden giderek delikten aşağıya yuvarlanınca da bir masalın ortasında bulur kendini. Rüyada olduğunu zanneder, gördüklerinin kendi kurduğu bir düş olduğuna inandırmaya çalışır kendini ama uyanmadığı ve masal devam ettiği için de sonuna kadar gider. Yapamayacağını düşündüğü şeyleri yapar ve kendi gücüne kendisi de şaşırır.
Masaldan uyanıp gerçek dünyaya döndüğü zaman da kendisini ve cevabını bekleyen topluluğa evlenme teklifini kabul etmediğini söyler. Amacı babası gibi iş hayatına atılmak, gemilere binip uzak diyarlara gitmektir. Düşündüğünü de yapar.
Darısı hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkesin başına.