Biyolojik zorunluluk
Geçtiğimiz hafta İmam Hatip mezunu, Diyanet'te Kuran kursu öğretmenliği yapan, çoğunluğu masal, 11 kitabı bulunan Sema Maraşlı'nın bir seminerde söylediği sözler konuşuldu. Üzerinde durmaya bile değmez aslında ama belli bir bakışı ve zihniyeti temsil ettiği için konuşmak gerekiyor. Kadının teslimiyetçi olması gerektiğini savunan bir zihniyet bu. Kadından otorite olmaz demeye kadar vardırıyor, kendi cinsini aşağılamaktan hiç rahatsızlık duymayan Maraşlı. Dizileri de eleştiriyor; genç kızları mesleği olan, kendine güvenen, eşine muhtaç olmadan yaşayan kadın modellerle tanıştırdığı için.
İşte bizler bu konuları konuşurken dünya, "Kadınların insan topluluklarını değiştirecek biyolojik gerçekliği" üzerine kafa yoruyor.
GÜNÜMÜZ KADINLARI
Bu konuya kafa yoran ve kitap yazan Dr. Louann Brizendine, "Kadın beyninin nasıl işlediğinin, gerçeği nasıl algıladığının, duygulara nasıl tepki verdiğinin, başkalarının duygularını nasıl okuduğunun ardında yatan bilimsel gerçekler kadınların gerçekliğidir" diyor.
Günümüz kadını 20'li yaşlarını eğitimlerini tamamlamak ve kariyerlerini oturtmak için kullandığına göre, her geçen gün daha fazla sayıda kariyer sahibi kadın, biyolojik saatlerinin sınırlarını zorlamaya ve otuzlarının ortası hatta kırklarının başında çocuk sahibi olmaya yöneliyor.
Brizendine'ye göre bu kadınların yanlış tercihler yaptığı anlamına gelmiyor, hayatlarının aşamalarının kökten değiştiği, genişlediği anlamına geliyor. Artık anne beyni, kontrolü ele geçirene kadar kadınlar kariyerlerinde ilerlemiş oluyorlar, bu da aşırı yüklenen beyin devrelerinde kaçınılmaz bir güç savaşı yaşanmasına neden oluyor.
GELECEĞİMİZ
Kadınlar, çocukları yuvaya giderken ön menopoz dönemini yaşamaya başlıyorlar. Aynı zamanda kariyerlerinin en yorucu dönemine girmiş oluyorlar. Sorun onlara bu dönemde veya bu döneme girmeden yardımcı olmak. Günün koşullarına, zamanın ruhuna göre kadınlara ve tabii topluma yeni çözümler üretmek.
"Kadınlar ve erkekler aynıymış gibi davranmak ne kadınların ne de erkeklerin işine yaramadığı gibi kadınlara da zarar veriyor" diyor Brizendine. "Erkeklerin standartlarının yarattığı bu efsaneyi kabul etmek, kadınların gerçek biyolojik farklılıklarını reddetmek ve bu farklılıklarının yaratabileceği sorunları çözme şansını kaçırmak demektir."
Ne yapmak gerekir? Cevabı yine Brizendine'ye bırakıyorum: "Kadınların ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulacağı yeni bir sosyal anlaşma istemek kadınların biyolojik zorunluluğudur. Geleceğimiz ve çocuklarımızın geleceği buna bağlıdır."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.