İstanbul Feminist Kolektif üyeleri yaptıkları açıklama ile şu soruyu soruyor kadınlara:
"Egemenlik ve sevgi bir arada durur mu?
Ya eşitsizlik, baskı, zorlama, yasaklama...
Kıskançlık sevgiye dahil olabilir mi?
Peki ya şiddet, taciz, tecavüz...
Ölümle biten sevgi olabilir mi?
Hangi hediye hepsini unutturabilir?"
ŞİDDET YASASI
Ve 14 Şubat'ta eylemde olduklarını söyleyerek kadınları saat: 12.30'da Taksim Demirören Alışveriş Merkezi'ne, eyleme bekliyorlar. Kimler gider, başka şehirlerde de benzer eylemler yapılır mı bilmiyorum ama farklı nedenlerle "Sevgililer Günü"ne tepkiler giderek artıyor. Kimi tüketimi körüklediği, kimi sevgilileri olmadığı için, tabii feministlerin tepkisi daha anlamlı. Sevgi ve şiddeti sorgulayarak bu konuya dikkat çekmek istiyorlar.
Çünkü şiddet sevgiliden geliyor. Çok sevdiklerini söyleyen erkekler, kıskandıkları için veya o onsuz kalmamak için kadına baskı ve şiddet uyguluyor, kadınları malı gibi görüp egemenlikleri altına almak istiyorlar.
Geçen gün bir haber vardı gazetelerde, bir erkek karısına tecavüzden yargılanmasına 'benim o' diyerek itiraz etmiş. Bir kadın istemese de erkeğine itaat etmek zorunda, istemese de koynuna girmek zorunda. Evli diye her isteğini yapmak zorunda. Ama aynı erkek evli diye karısına sadık kalmak zorunda değil veya onun isteğine uymak.
TASLAK İMZADA
Bu arada biliyorsunuz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın kadın örgütlerinin de katılımıyla hazırladığı "Kadına Yönelik Şiddeti Önleme" yasa taslağı da bakanlar kurulunda. Kadın örgütleri bu konuda da inanılmaz bir mücadele verdi, vermeye devam ediyor. Dışarıdan bakıldığında bakanlık kadın örgütleri ile birlikte hazırladı bu yasayı. Ve yasa kadın örgütlerinin istediği gibi oldu. Ama aslında tam da öyle değil.
"Şiddete Son Platformu"nun sözcüsü avukat Hülya Gülbahar'ın anlattığına göre, süreç çok sancılı geçmiş. Kadın örgütlerinin hazırladığı taslak üzerinden gitmek yerine, yeni baştan bir taslak hazırlanıyor, kadın örgütleri birçok maddeye itiraz ediyor, tartışılıyor ama çok önemli kazanımlar elde ediliyor. Gülbahar, bu kazanımlardan en önemlilerden birinin mağdurun haklarını öğrenmelerini sağlayacak merkezler açılması olduğunu söylüyor. "Bu çok önemli bir adım. Ama bu merkezlerin nasıl çalışacağı da çok önemli bir konu. Kadroya kimler alınacak, kimler çalışacak, ne tür müdahalelerde bulunacağı da çok önemli. Bu konu üzerinde çalışılmadı ama birlikte çalışma sözü aldık. Bu söze dayanak yasanın geliştirileceğini umuyoruz."
Derken öğreniyoruz ki, bakanlar kurulunda imzaya açılan taslakta 'ince' değişiklikler yapılıyor, örneğin 'tüm iller' lafı çıkarılıyor, 'bir yıl' yerine 'iki yıl' ekleniyor, il sayısı değişiyor vs.. Bakan Fatma Şahin'in son derece iyi niyetli olduğunu ama bakanlığın yeni devşirilmiş bakanlık, kadrolarının yeni ve son derece mütevazı olduğunun altını çizen platform sözcülerine göre, en önemli sorun ortada 'Kadın Bakanlığı'nın olmaması.