Alaçatı'da partide eğlenirken gözümüze çocuklar çarpıyor. Oturup saydım, yaşları 1 ile 6 arasında değişen en az altı çocuk vardı. Bangır bangır çalan müzikte babalarının veya annelerinin kucağında başları yana düşmüş veya gözleri kapanmak üzere olan altı çocuk.
Anne-baba tatilde olabilir veya çocuklarını bırakacak birileri olmayabilir ama o zaman da oraya gitmemek gerekir.
Küçük bir çocukla akşam karanlıktan sonra eğlence olmaz çünkü. Bana göre olmaz. Uzmanlar da böyle söylüyor. Ve pek çok anne baba böyle yapıyor. Özellikle de İngilizler, Almanlar, İsveçliler. Çocukları tatillerde sorun çıkarmadıkları için imrendiğimiz yabancılar. Çünkü onlar çocuklarını disiplin ile büyütüyorlar ve akşam hava karardıktan sonra uyutuyorlar.
Bebek eğitiminin temel kurallarından biri, onu hava kararmaya başladığı anda yıkamak ve uykuya yatırmak. Çünkü çocuk böylece bir rutine alışır ve akşam olduğunu, yatağa girmesi gerektiğini bilir. O yüzden de hava kararınca, annesi onu uyarmadan o yatağına gider, uyur.
RUTİNE ALIŞMALI
Anne-babaları da onlarla birlikte seyahate çıkar ama gece olunca yataklarına yatırır, bir yere gideceklerse nöbetleşe giderler. Bizde ise manzara çocuklu eğlencedir. Akşam yemeğine birlikte gidilir, anne-baba arkadaşlarıyla sohbet ederek, eğlenirken çocuğun uykusu geldiğinden sızlanmaya başlar, kaprisler başlar, dikkat çekmeler, sürekli dürtmeler, konuşmaların arasına girmeler vs...
Bebekse pusete yatırılır ama bebek gürültüden uyuyamaz ve yine sorun çıkarır. Yaşı biraz büyükse sandalyeler birleştirilir, gözleri kapanan ve uykudan baygın düşen çocuk oraya yatırılır vs...
Olmaz. Çünkü rutin bozulur ve çocuk uyumakta zorluk çeker. O zaman da şikayetler başlar ve bebeğin-çocuğun gece bir türlü uyumadığı anlatılır durur. Çözüm basit, onu akşam olunca yatıracaksınız, kucağınızda akşam yemeğine, diskoya, düğüne, kına gecesine götürmeyeceksiniz.
BİLİNÇLİ ANNELER
Bu kadar laftan sonra bir iki de kitaptan söz edeyim. Biri Gülüş Gülcügil Türkmen'in "Annemin Karnında Bir Bebek Var!" kitabı. Çocuk büyütürken, hatta hamileyken rehber kitaplara ihtiyaç duyan ve çocuğunu bilinçli bir şekilde yetiştirmek isteyen annelerden Gülüş.
Bu bilinçli büyütmek konusu da tartışılır. Hani pedagoglar çocuğa bağırmayın, anlamaya çalışın, onu dinleyin, ona anlatmaya çalışın diyorlar, bunu abartan anneler de var. Mesela geçenlerde birini gördüm, alışveriş merkezinde yüksek sesle şarkı söyleyip, koşturan çocuğunu uyarmak bir yana, deli dana gibi koşturan çocuğa çarpınca ne dese beğenirsiniz: "Özür dilerim oğlum, ayağına bastım!"
İşte Gülüş ve böyle çocuk yetiştirilmeyeceğini düşünen anneler, "Alternatif Anne" diye bir site kurdular ve orada deneyimlerini paylaşıyorlar. Gülüş'ün yanında bir kitabı daha çıkıyor: "Anneliğin Ötesinde".
Bir kitap da yine Alternatif Anneler'den Banu Özkan Tozluyurt'un yazdığı "Hayat Çocukla Güzel". İçinde çocuklarla keyifli vakit geçirilebilecek yaratıcı aktiviteler yer alıyor.