Dilek'in istediği oluyor
Kanserle mücadelede başarı için iki temel faktör var; moral ve tedavi. Öncelikle moraliniz yüksek olacak. Kendinizi üzmeyecek ve bu hastalıktan en kısa zamanda kurtulup, iyileşeceğinizi düşüneceksiniz. Çünkü tedavinin yanı sıra moraliniz yüksek olması, kanserli hücrelerin yok olup, yerini sağlıklı hücrelerin almasıyla sonuçlanıyor.
Tedavi bu hücreleri yok etmek amaçlı yapılıyor. Duruma göre ameliyat, ihtiyaç duyulursa kemoterapi, radyoterapi veya ameliyatsız bu tür tedavi ve alınması gereken ilaçlar... Bütün bunları yaparken hastanın moralinin yüksek olması ise işin olmazsa olmazı. Oysa görüyoruz ki, bu kişilere moral vermek yerine morallerini bozuyoruz.
İLAÇ BULMA ZORLUĞU
Üniversiteli Dilek'in yaşadıkları bunun bir örneği. Henüz kanserle yeni tanışmasına rağmen, olumsuzlukların hemen farkına varıyor. Görüyor ki hastalığının teşhisi yapılması aylar sürüyor. Doktordan randevu almak, kan talili, röntgen, ultrason, tomografi gibi tetkikler yapılması aylar sürüyor. Bu arada kanser hücreleri büyüyor ve belki çok başında tedavi edilebilecek olan kanser hücreleri, bu süre içinde ikinci, üncü devreye girmiş oluyor. Olumsuzluklar bununla bitmiyor, bu kez de ilaç bulma zorlukları yaşanıyor. Çünkü kanser ilaçlarını getiren ithalatçı firma ile SGK arasında fiyat konusunda yaşanılan sıkıntı ve ilaç politikaları nedeniyle çok sayıda ithal ilacın ülkemizde bulunamıyor. Birçok yabancı ilaç firması, zarar ettikleri gerekçesiyle ilaçlarını piyasaya vermekten kaçınıyor. Bu sorun yaklaşık bir buçuk yıldır devam ediyor.
Nedeni de, SGK'nin yaptığı düzenleme ile piyasadaki ithal ilaçlarda 3 farklı fiyat oluşturması.
ÜÇ FİYAT UYGULAMASI
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, aylar önce yaptığı bir açıklamada, "3 değişik fiyat uygulaması devam ederse firmalar 'Bu ilaç Türkiye'de bulunmadığı zaman SGK bu ilaca 3. bir fiyat uygulayacak ve ilacımın değeri artacak' diye düşünecek. Haliyle hangi firma böyle bir 3. fiyat uygulaması varken kalkıp da ucuz fiyata Türkiye'ye ilaç getirmeye devam eder?
Çözüm yolu firmalarla anlaşılıp yeni bir fiyatlandırma yapılması. SGK'nin özellikle piyasada bulunamayan ve hayati öneme sahip ilaçlara yönelik uyguladığı rekabete açık ve düşük fiyat verme politikasına artık son vermesi gerek. Aksi takdirde bu sorun kısa vadede çözüm getirip uzun vadede sorunu çözmeyen uygulamalarla ortadan kaldırılamaz" demişti.
Bu konu zaman basında yer almasına rağmen bir çalışma yapılmadı ve sonunda Dilek'in herkese der verir niteliğindeki tepkisi sayesinde SGK, harekete geçti ve kanser hastalarının tedavisinde kullanılan "Bleomisin sülfat"ı geri ödeme listesine aldı. Özçelik'in kullanması gereken "Dekarbazin" etken maddeli diğer ilacın da ithal edildiğini açıkladı. Kısacası Dilek, bütün kanser hastalarına umut oldu. Onun da isteği buydu. Sorununa bireysel çözüm değil, genel bir çözüm istiyordu zira...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.