Kim bu gençler?
Bilgi Üniversitesi tarafından yapılan çalışma bu gençlerin profili hakkındaydı. Bu kuşakla ilgili çalışmalar yapan akademisyen Evrim Kuran da onların dünyalarını anlamamıza yardımcı oluyor.
Bu gençlere 'şükran' duymamız gerektiğini söyleyen Evrim Kuran, Ayşe Arman'a verdiği röportajda, bu kuşağın ipuçlarını vermiş.
Diyor ki;
. Bu kuşak saçmalığa karşı. Kafasına uymayan, aklına yatmayan, saçma bir durum karşısında tepki gösteriyor. Bunu yapan kişi ebeveyni, öğretmeni, müdürü, patronu, başbakanı olsa da fark etmiyor. Tepkisi aynı oluyor.
. Bu kuşağın adalet duygusu çok güçlü. Haksızlığa gelemiyor ve hemen reaksiyona geçiyor.
AİLE BAĞLARI GÜÇLÜ
. Bu kuşak akranlarına çok düşkün. Onlarla birlikte olmak istiyor. Aynı çevreden, aynı okullardan olmasalar bile birbirleriyle hemen ilişkiye geçebiliyor ve kaynaşabiliyorlar.
. Bu kuşak ailesine de çok düşkün. Hatta onlara daha da düşkün. Onlardan ayrılmak istiyor, her şeyi birlikte yapmayı ve paylaşmayı seviyor. Onları arkadaşları olarak görüyor. Onlara her konuda danışıyor, her şeyini anlatıyor, her sorunlarını çözmelerini istiyor.
Aileleri de çözüyor. Evrim Kuran'a göre bu aileler 'helikopter' aileler. Bir sorun olduğunda hemen yardıma koşup hallediyor, sonra hemen uzaklaşıyor.
Gezi'ye de ailelerine danışarak ve hatta onlarla birlikte geldiklerini görüyoruz.
. Bu kuşak kendine hayran. Yüksek bir özbenliğe sahipler. Kendilerine çok güveniyorlar. Ama ailelerinin desteği olmadan, tek başına da yola çıkmak arzusunda değiller.
İLERİ ERGENLER
Bu yüzden onları ileri ergen olarak tarif ediyor Evrim Kuran. Ve bunun tek olumsuz özellikleri olduğunun altını çiziyor. Yani çocuğun anneden ve babadan, aileden kopma dönemlerini yaşayamadıkları için ailelerine çok bağlı ve bağımlılar.
Benim kuşağım 18 yaşını doldurur doldurmaz evden ayrılmayı seçtik, özgür olmak için. Her şeyimize karışan, gece evden çıkmamıza izin vermeyen, arkadaşlarımızla tatile gitmemizi onaylamayan bir aile ortamında büyüdük. Hele ki karşı cinsle arkadaşlık yapmamız mümkün değildi. O yüzden de büyür büyümez evden ayrılmayı hedefledik. Oysa bu gençlerin anne-babaları otoriter değil, tam tersi son derece esnek ve anlayışlılar. Hatta fazlasıyla hoşgörülüler. Her isteklerini yerine getiriyorlar. O yüzden evden ayrılmak, özgür olma, rahat takılmak gibi dertleri yok. Tek başlarına mücadele etmek anlamsız geliyor.
Eleştiriler de bu yüzdendi zaten. İnisiyatif almamaları, her sorunda yardıma anne-babalarını çağırmaları.
Ama işte eleştirdiğimiz bu gençler ezber bozdu ve büyüklerine korkmamayı öğrettiler. Biz susarken, yutkunurken, onlar söylemek istediklerini çekinmeden söylediler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.