Eğitimde 4+4+4 sistemine geçilmek istendiği zaman, bunun yanlışlığına dikkat çekerek özellikle eğitimcilerden gelen eleştirilere bu köşede sıkça yer vermiştim.
Eğitime kafa yoranlar, usulen de, teknik olarak da bu taslağın yanlış olduğunu belirterek, okula başlama yaşının 5 olması durumunda, yani 60 ay altında okula başlandığı takdirde, 2007 doğumlu çocukların 12 yıl sürecek bir eşitsizlik yaşayacaklarını ve bunun da kayıp bir kuşak yaratacağını söylemişlerdi.
NE DENMİŞTİ?
Demişlerdi ki:
. 5 yaşındaki çocukların birçoğu henüz ilkokula gitmeye hazır ya da okuma-yazma becerilerini edinebilecek durumda olmayabilirler. Ayrıca 2006 doğumlu çocukların aksine, sonraki yıllarda doğan çocuklardan çok azı okul öncesi eğitim almış durumda. Anaokuluna ya da anasınıfına gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocuklar, yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinememe riskiyle karşılaşabilirler.
. Ayrıca, Eylül 2012'de hem 2006'da hem de 2007'nin ilk dokuz ayında doğan çocukların okula başlamasıyla, okula başlayan çocuk sayısı 1,2 milyon yerine 2 milyon düzeyine yükselir. Bu denli yüksek sayıda öğrenci kabulü okullar, öğretmenler ve kademeler arası geçiş/sınav sistemleri üzerinde hatırı sayılır ve kalıcı bir baskı yaratabilir. Artan öğrenci sayısı nedeniyle ortaya çıkan, sistemdeki bu şişkinlik üniversite kapılarına dek sürer ve tüm çocuklarımıza istediğimiz kalitede eğitim vermemiz riske girebilir.
NE OLDU?
Ne var ki hükümet bütün eleştirilerin aksine alelacele yasayı kabul etti ve böylece 4+4+4 sistemine geçildi. Peki, ne oldu? Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim müdürlüklerinden gelen uyarılar üzerine 4+4+4 sisteminde revizyona gitmeye karar verdi. Çünkü 5 yaşında okula başlayan çocuklardan birçoğu okumayı sökemezken, 40 dakikalık uzun ders sürelerine de adapte olamadılar.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, göreve geldikten sonra yaptığı açıklamada bunun sinyallerini verdi. Dünkü Vatan gazetesinde yer alan Kıvanç El'in haberine göre, sistemde revizyon yapılacak.
ÇÜNKÜ
Başta İstanbul olmak üzere il milli eğitim müdürlüklerinden gelen raporlar, sistemdeki sıkıntıları ortaya çıkarmış. Anadolu Eğitim-Sen tarafından 2000 öğretmenle yapılan ankete göre;
- Birinci sınıfların yüzde 44'ü boylarına uygun olmayan sıralarda bir ders yılı oturmak zorunda kaldı
- 60-66 aylık çocukların yüzde 67'sinin en az 1 kez altına kaçırdı.
- Üst yaş gruplarındaki öğrencilerin tamamı Nisan ayında okumaya geçerken, 66 ay altındaki öğrenciler için bu oran yüzde 18'de kaldı. Yani 60-66 ay aralığında kalan çocukların yüzde 82'si yani her 5 çocuktan 4'ü Nisan ayında okumaya geçemedi.
- 40 dakikalık derslere özellikle 60-66 aylık çocuklar uyum sağlayamadı. Çocuklarda dinleme bozukluğu, dikkatsizlik gibi olumsuzluklar ortaya çıktı.
- Birçok okulda 50 kişilik sınıflar ortaya çıktı. Kalabalık sınıflarda 1. sınıf öğrencilerinin motivasyonu sağlanamadı.
Ne diyelim? Biz demiştik mi? Bunun sıkıntı yaşayan ve bu sıkıntı onların geleceğini etkileyecek olan çocuklara yararı olacak mı?